Cemil Meriç, lise yıllarında hoşlandığı bir kıza aşk mektubu yazıyor. Kız mektubu okuduktan sonra Cemil Meriç ile dalga geçip, eğleniyor. Ertesi gün üstad, kızın kitaplarının arasına şu notu bırakıyor:
"Sen kendime yaptığım en büyük saygısızlıksın."
Cemil Meriç'i ilk olarak "Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım! Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi. Düşüncenin kuduz bir köpek gibi kovalandığı bu ülkede düşünce adamı nasıl çıkar?" cümleleriyle tanımıştım. Kimdi bu Cemil Meriç? Hemen kütüphaneye koştum ilk bulduğum Meriç
“Kelimelerin gönülde açtığı yarayı,
ancak kelimeler iyileştirebilir..”
“Bir avuç kelime
kıtaları birbirinden ayırır,
yer sarsıntısı gibi,
Uçurumlara köprü atan
cümleler de var...”
demiş 1000kitap.com/yazar/i679/#13H...🏴🎗
Marksizm de dışarıdan gelen bütün ideolojiler gibi bir felâket kaynağı
olmuştur. Çünkü, çocuklarımız hazırlıksızdılar. Marksizmin de bir ideoloji
olduğunu bilmiyorlardı. İdeolojinin bir yarı hakikat, ilim kisvesine bürünmüş
bir sınıf yalanı olduğunu anlayan var mıydı zaten. Delikanlılar çarpıtılmış
sloganları dünyaca geçerli bir hakikat sandılar. Oysa, marksizm bir doktrin
olmadan önce, bir araştırma yöntemidir. Bir tekke şeyhi değildir Marx. Belli
bir çağda, belli bir bölgede yaşamış, her insan gibi, birçok zaafları olan bir
düşünce adamı. İnsanlığa en büyük armağanı: diyalektik.