Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Cemil Meriç'e gelince. Doğu'nun yağmalanma tarihinden olduğu kadar kendi kişisel hikâyesinden de ("horlanan göçmen çocuğu" olmasından) yola çıkarak bir mağlupluk anlatısı kurmuş, bazen bütün dünyanın hakir görülmüş kavimleriyle, bazen Avrupa'nın talan ettiği aç Asya'yla, bazen mağrur bir Doğu’yla, çoğu zaman da mukaddesleri çiğnenmiş bir Türk-İslam medeniyetiyle özdeşleştirdiği "mazlum"un yanında yer almıştı.
Sayfa 14 - Metis Yayınları, 1. Basım, Mart 2008Kitabı okudu
Düşünmek savaşmaktır. Bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğruna savaşmak. Mukaddeslerin emrinde olmayan her düşünce, şuursuz bir debeleniş, fikrî bir istimnâ.
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
Doğru Yol
Toprak sarsılıyor!.. Hep birden esfel-i sâfiline yuvarlanmak istemiyorsak, gözlerimizi açmalıyız. İnsanlar sloganla güdülmez. Düşünceye hürriyet, sonsuz hürriyet. Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız. Bütün ideolojilere kapıları açmak, hepsini tanımak, hepsini tartışmak ve Türkiye'nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek. İşte, en doğru yol.
Gözlerimi Kaybettikten Sonra
Gözlerimi, yani her şeyimi kaybetmiştim. Tekrar çarka takıldım. Ölümü bir münci olarak arıyordum. Meselelerimi ancak o çözebilirdi, korkak olduğum için intihar edemedim. Vazifelerim bitmişti... Beklediğim bir şey yoktu. Yazdıklarım hiçbir yankı uyandırmamıştı. Ne yazacaktım?" (Jurnal, 12.8.1965)
Sayfa 42
Büyük düşünürler üslûp sahibi olan insanlardır. Usûl ve üslûp sahibi olan insanlar düşünce üretebilir. Cemil Meriç'in yaptığı şey bu.
Sayfa 174 - MecraKitabı okudu
Reklam
Kişi kendini bilmek kadar irfan olamaz. Elhak doğrudur. Bir fikir işçisidir
Cemil Meriç
Cemil Meriç
. Ömrünü Türk düşün cesinin gelişmesine ve yetkinleşmesine harcamış, hiçbir ideolojinin adamı olmaya gönül düşürmemiş, hiçbir menfaat beklentisi olmadan yaşamış, bu ülkenin vicdanı olan bir adamdı "Muhteşem bir maziyi muhteşem bir istikbale bağlayan, kelimeden ve sevgiden müteşekkil" bir köprüydü.
Ercan Kesal
Ercan Kesal
Marksizm de dışarıdan gelen bütün ideolojiler gibi bir felâket kaynağı olmuştur. Çünkü, çocuklarımız hazırlıksızdılar. Marksizmin de bir ideoloji olduğunu bilmiyorlardı. İdeolojinin bir yarı hakikat, ilim kisvesine bürünmüş bir sınıf yalanı olduğunu anlayan var mıydı zaten. Delikanlılar çarpıtılmış sloganları dünyaca geçerli bir hakikat sandılar. Oysa, marksizm bir doktrin olmadan önce, bir araştırma yöntemidir. Bir tekke şeyhi değildir Marx. Belli bir çağda, belli bir bölgede yaşamış, her insan gibi, birçok zaafları olan bir düşünce adamı. İnsanlığa en büyük armağanı: diyalektik.
Cümle ve İnsan
Düşüncemize istikamet veren: Ayak takımı. Diplomalı ayıların emr-i yevmiyeleriyle akl-ı selimin suratına tükürmekte yarış ediyoruz. Dili mahvettik, cümleyi mahvettik. Unutuyoruz ki cümle, bir düşüncenin, doğan, büyüyen bir düşüncenin, dalbudak salan bir düşüncenin fotğrafı. Tohum bu, patlayacak, filizleşecek, ağaç olacak, dal verecek, yapraklaşacak, yaprak dökecek, çiçek verecek, meyveleşecek. Balzac'a bakın, Sartre'a bakın, Proust'a bakın... Cümle bazen bir çığlıktır, bir şimşek pırıltısıdır, yanar döner. Ama her fikir bir şimşek değildir ki, bocalayışları, arayışları, kendi kendini düzeltişleri, çeşitli tecrübeleri ile bütün bir arayış... Sonra kendi dillerinden bile habersiz bir alay hödük, bir alay gogmagog cümleyi yok etmekte, dili, bir papağanın, namuslu bir papağanın dahi ,tekrarlamaya tenezzül etmeyeceği garip ve müteneffir bir gıcırtıya, testere gıcırtısına, diş gıcırıtsına benzeyen bir düzine sese... irtca etmektedir.
Sayfa 66 - #CemilMeriç #BuÜlkeKitabı okudu
160 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.