Atsız' ın okuduğum ilk ve tek kitabı oldu Ruh Adam.
Kitap bir Uygur masalıyla başlıyor. Açıkçası ilk okuduğumda pek anlamamıştım masalla ilişkisini, masalı okuyan ve dinleyenin kitapla ilgisini ta ki sonuna kadar. Hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği olayları okuduk kitapta. Atsız' ın hayatını az çok bilen biri için kitap daha anlamlı oluyor.
Dili , kullandığı kelimeler başta biraz zorlasa da sonrasında okudukça anladım ve anladıkça da keyif aldım okumaktan. İçindeki duygular gerçekten yaşandığı için mi bilemedim ama gerçekten beni çok etkiledi. Selim Pusat' ın o ızdırabı Atsız' ın kalemiyle sanki her okuyanın içine özenle işleniyor.
Her anlamda keyif aldığım bir okuma oldu.
İyi okumalar dileğiyle...
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202127,3bin okunma
İhtiyaç, icadın anası değildir! İcat, ihtiyacın anasıdır! Mesele şu, telefonun, televizyonun veya elektriğin ne olduğunu bilmeyen bir insan bunların yokluğunu çeker miydi? Çekmezdi! Çünkü bazı şeyler, kullanıldıktan sonra ihtiyaç hâline gelirler! Şimdi yazının başında bahsettiğim varsayımın tersini düşünmek de mümkündür! Yani icat, ihtiyacın anası
Benim tek bir tutkum var, öylesine çok acı çekmiş ve mutluluğu hak etmiş olan insanlik adına, ışık tutkusu. Ateşli karşı çıkışın ruhumun çığlığından başka bir şey değil.
"Aşkınlık" varoluşçulara göre varlığımızın nesneleştirilemeyen, durağan olmayan, bir kimliğin içine sıkıştırılamayan, hep devinim halinde olan hareketidir, bir dünya kurma gücüne sahip olan yaratıcı tarafıdır. Özgürlük aşkınlığın bir tezahürüdür, hatta onunla eş anlamlıdır. Bununla birlikte insan aşkınlıktan ibaret değildir, varlığının bir içkinlik boyutu da vardır. Buna da yaşamın kendisini idame ettirmek için zorunlu, yinelenen gereksinimlerin alanı diyebiliriz.