Bu kalabalık ne fena. Bu sokaklar bu suratı asık adamlar, isteksizce işine, okuluna, vesaireye gidenler, etrafta büsbütün çirkin binalar, mutsuz herkes, korkunç bir manzara. Sonra bir sessizlik hasreti içimizde, bu gürültü ne fena.
Bazı insanların sizden duydukları nefretin hiçbir sebebi yoktur. Dik durmanız, boyun eğmemeniz, size diş geçirememeleri bile yeterlidir. Hayatları boyunca denk ve saygın ilişkiler kuramadıkları için özsaygılı insan görünce içsel kriz geçirirler. Konu siz değilsiniz.
Nasıl açan bir tek çiçek ya da yaşanan
bir tek sıcak gün yazın geldiğini kanıtlayamazsa, size haz veren birkaç anın ardından da hakiki mutluluğu bulduğunuzu söyleyemezsiniz
“Yapılacak işi daima önceden net bir şekilde belirleme ilkesine bir de aynı işe bir daha geri dönmemek amacıyla başladığımız işi mutlaka bitirme ilkesi eşlik etmelidir.Bir işe geri dönmek zorunda kalmamak ve yapılacak işi layıkıyla tamamlamak muazzam bir zaman tasarrufu sağlar.”
Süt emme çağındaki çocuğun kuş etiyle beslenmesi nasıl sindirim sistemine zarar verirse, güzel öğütle çağrılacak grubu hikmetle beslemek de öyle zarar verir.