Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat ve Psikoloji

Profil
Vazgeçişten sonra gelen boşluk
Verilen cezayı hakketmiştim, çünkü hükümete karşı yüreğimde kötü niyetler besliyordum. Ama şimdi, teoriler ve artık benimsemediğim bir dava için acı çekmem çok kötü.
Cinayetin gerçekten kimin işlemiş olduğu önemli bir şey değildir. Ruhbilim, bu cinayetin işlenmesini kimin içinden geçirmiş ve istemiş olduğunu, kimin cinayetin işlenmesinden sevinç duyduğunu araştırarak bulmak ister.
Reklam
Dostoyevski, son nefesine kadar, inanç ile tanrıtanimalık arasında bocalayıp durmuştu. Üstün zekâsı, inancın ortaya çıkardığı düşünce güçlüklerini görmezlikten gelememesine yol açmıştı. Dünya tarihindeki gelişmenin bireyde yeniden ortaya çıkması yoluyla, İsa ideali için de, kabahatlilikten kurtulup özgürlüğe kavuşmayı umud etti Hatta İsa benzeri bir yol oynayabilmek yetkisini kendinde bulmak için çektiği acıları kullanabileceğini bile düşündü. Genel olarak özgürlüğe kavuşamayıp bir gerici durumuna düştüyse, bunun nedenini, insanoğlunda çoğunlukla görülen ve din duygusuna temellik eden evlât kabahatliliğinin, Dostoyevski'de birey üstü bir dereceye varmasında ve yüce zekâsına rağmen aşılmaz bir şey olarak kalmasında aramak gerekir.
Dostoyevski, Sibirya'da sara nöbetlerinden kurtulmuş olsaydı, bu nöbetlerin kendisi için bir ceza anlamı taşıdığı düşüncesi iyice pekiştirilmiş olacaktı. Çünkü, başka bir biçimde cezalandırıldığı sırada, nöbetlere artık ihtiyacı kalmamış olacaktı. Ama bunun böyle olduğunu gösteremiyoruz
Oediupus Kompleksi/Baba Paradoksu
Bir oğulun babasına karşı olan durumu bizim dilimizle söyleyecek olursak «iki değerli» dir. Yani, babasını düşman gibi gören çocuk ondan nefret ederek ölümünü arzular- ken, ona karşı belli bir ölçüye kadar sevgi de duymaktadır. Bu iki ruhsal davranış, oğulun kendisini babasyla özdeşleştirmesine yol açar. Yani oğul, babasına hayranlık duyduğu için onun yerinde olmak ister ama yine bu yüzden onu ortadan kaldırmak ta ister.
Organik saralı bir kimse, bir beyin hastalığına tutulmuş olduğu halde, <<duygusal» saralı bir kimse nevrozludur. Birinci durumda, hastanın ruh hayatı dıştan gelen yabancı bir bozukluğun etkisindeyken, ikinci durumda görülen bozukluk kendi ruh hayatının dile gelişinden başka şey değildir.
Reklam
Suçluluk
Bir suçluda (mücrimde) iki temel ruhsal özellik görüyoruz. Bunlardan biri sınırsız bencillik öteki güçlü bir yıkma isteğidir. Bu iki özelliğin ortaklaşa yanı olan ve her ikisinin de dile gelmesi için gerekli bulunan başka bir özellik de sevgi yokluğu ve insancıl nesneler karşısında duygulanmayış halidir
Ahlak
Ahlâklı kimse, şeytana uyduğunu anlar anlamaz, direnen ve kendini kurtaran kimsedir. Bir yandan günah işleyen, öte yandan pişmanlık duyduğu zaman ahlâksal kurallar ortaya koyan bir kimse işi kolayından alıyor demektir. Böyle bir kimse, ahlâk hayatının özünü, yani vazgeçişi gerçekleştirme- miş sayılmalıdır. Çünkü ahlâksal bir davranış her şey- den önce pratik bir insancıl değer taşımaktadır
-riske atılma arzusu-
Belki de ruh sayısız duyguyu bir anda tattıktan sonra tatmin olmuyor, huzursuzlanıyor ve nihai bir bitkinliğe varıncaya dek, her defasında artan bir şiddetle yepyeni duygular tatmak istiyordur.
Sayfa 140Kitabı okudu
TUTARSIZLIK
Düşünceler mükemmel, ancak davranışlar kusurludur.
Reklam
174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kiracı -Roland Tapor
Her geçen gün daha da kalabalıklaşan insanlık beraber ve yanyana yaşama çabası içindedir. Beraber yaşayan bu kalabalık içinde insanlar birbirlerine daha yakın,daha anlayışlı ve daha iyi değiller maalesef, özellikle şehir hayatı insanı daha kaba yapıyor.anlayışsız kaba insanlar sürüsü dolu işte kitabımızın kahramanı terlekovsy kiraladığı yeni daire de bu anlayışsız suratsız komşuları ve ev sahibi ile sorunsuz yaşamaya çalışan terlekovsy daha önceki kiracı gibi psikolojisini bozuyor . intihar eden modern yaşamın sorunları ile baş edemeyen sürekli birbirine benzeyen karakterler yaratan bu kaos ortamı özellikle nazik ve kibar insanlar için değil aslında buradaki apartman dairesi bir işyeri de olabilir.sürekli eleştiren hep kusur arayan bir toplum da yaşıyoruz sürekli olarak bir ötekileştirme çabası var. Bu ortamı alt etme yöntemi onlara benzeyerek içindeki iyi insanı öldürerek oluyor maalesef kitap çok akıcı ve güzel bir kitap şiddetle tavsiye ederim.
Kiracı
Kiracı
Roland Topor
Roland Topor
Kiracı
KiracıRoland Topor · Norgunk Yayıncılık · 2021226 okunma
68 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Biyografi ve psikanaliz ustası yazar Stefan Zweig’ın sadece bas karakterin duygu ve hislerini hatta bunların yaşamı uzerindeki etkilerini ana karakterin dilinden anlattığı akıcı bir roman. Kendini çocukluktan başlayan aşkına hatırlatmak isteyen, kimseyi aşkının yerine koyamayan bir kadının hikayesi. Bunları anlatırken okuyucuları hislerinin içine net bir şekilde çekiyor. Ana karakterin ismi soyutlasmış bence “Ben” bana kadini değil yaşadığı duyguları ifade etti. Tabi Depresif Zweig etkisi hissediliyor. Çok güzel ve tavsiye edebileceğim bir roman. İyi okumalar
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,8bin okunma
Ne zaman başa dönsem değişiyordu hikâye çünkü yalanlarla doluydum.
Şimdi kalbim rahattır, şimdi başım serindir...
92 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.