Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Nazar; Arapçada bakış, göz atma, bakış açısı demektir. Fakat Türkçeye özgü bir anlamı daha vardır: Göz değmesi. Eskiler nazar yerine, zahm-ı çeşm “göz yarası” derdi. “Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar.” demişler. Dikkat etmek lazım.
Sivaslılar, bir işe karşı isteksiz davranan, nazlanan kişiye "Yükünü yüceye yığma!" derler. Bu deyim, gönülsüz yapılan iş için de kullanılır. Sanki kendi anlamı dışında daha derin bir mânâ taşıyor bu cümle: Yükünü yüceye yığmak...
Reklam
“Sen zarfa değil, mazrûfa bak.”
Zarf bir şeyin dışı, mazruf içidir. Mazruf, bir şeyle sarılmış olandır. Asıl, öz gibi anlamları da var. "Zarfa değil, mazrûfa bak” derdi eskiler. Yani aslolan insanın dışı değil, özüdür. Tabii estetik çağında bir önemi var mı bilinmez.
Mahsur ayrı mahzur ayrıdır.
Mahsur, etrafı kuşatılmıştır. Mahzur; sakınılacak şey, engeldir. İnsan, doğru insanda mahsur kalır, mahzuru olandan kaçar kurtulur.
Ev
İçinde yaşanılan yer, konuttur. Sözlüklerin neredeyse tamamı evi tanımlarken "ailenin yaşadığı..." ifadesini kullanmış. Zira evi dört duvardan, konuttan ayıran, içinde bir ailenin barınmasıdır. Arapçadaki beyt "ev" sözcüğü de hem evi hem aileyi tanımlamaktadır. Ev insanın kendi içidir. Eve dönmek, insanın kendisine dönmesidir, kendini araması... Uzun bir yolculuğu güzel kılan da eve dönmektir. Zira ev yoksa yolculuk da yoktur. Ne diyordu şair: "Eve dön, kalbine dön, şarkıya dön." (İsmet Özel)
Sayfa 107 - Profil Kitap
Reklam
Mültefit
Kibar, ilgili ve nazik davranan kimsedir. İltifat ile aynı kökten olan sözcük, dilimize Arapçadan girmiştir. "Psikopatlar iyi hatiptir, sadistler tatlı dilli, caniler mültefit." (Ruhi Mücerret / Murat Menteş)
Sayfa 128 - Profil Kitap
Arapçada bilmiyorum demektir. Türkçede yazarı belli olmayan eserler için de "lâedrî" sıfatı kullanılır. "Lâedrî, ilmin yarısıdır" der eskiler. Yani bilmiyorum (diyebilmek) ilmin yarısıdır.
Sayfa 124 - Profil Kitap
Reklam
Bütün dünya dilleri Türkçe’den doğmuştur.
Sayfa 173 - Lopus YayıneviKitabı okuyor
Kokteyl Kelimesi Nereden Gelir?
"New York, Elmsford, Hall Corners'da (bir) kadın bar görevlisi, Batsy Flanagan, barın arkasını horoz tüyleriyle dekore etti. Alkol alan kişilerden birisi şu 'kokteyl (cocktail-horoz kuyruğu) bardaklarından sordu; Betsy ona içine tüy karışmış bir karışım içecek servis etmişti."
Hemdem
Aynı ânı, aynı nefesi paylaşan demektir. Dost, sevgilidir. Yalnızca yanında olan değil, hâlinden anlayandır. Farsça hem "-daş" ve dem "nefes, zaman" sözcüklerinin izdivacından doğmuştur. "Derdinle hemdem olmayan bir kimseye, Ne gönlün yanışı tesir eder, ne de sazın iniltisi." (Bârika / Yavuz Sultan Selim)
Sayfa 121 - Profil Kitap
(Cenova'dan bahsediliyor) 15.yüzyılda kentin her yirmi sakininden biri köleydi. İtalyanların selamlama ve uğurlama amacıyla kullandığı "Ciao" kelimesi tarihi olarak bu dönemde kullanılan "(sizin) köleniz" anlamına gelen "(vostro) schiavo" ifadesinden türemişti.
890 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.