h

Hukuk ve Toplum

1 üye
Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kuleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.
Amacı isteyen araçları da ister; bu araçlarsa birtakım tehlikelerden, hatta birtakım kayıplardan ayrılmaz. Başkalarının zararına kendi yaşamını korumak isteyen, gerektiğinde yaşamını onlar için gözden çıkarmalıdır. Ayrıca, yurttaş yasanın "Atıl!" dediği tehlike üstüne yargı yürütemez artık ve hükümdar da, "Devlet için çıkar yol senin ölmendir." dediği zaman, yurttaş ölmek zorundadır. Çünkü o zamana kadar güvenlik içinde yaşadıysa, bu koşulun gölge- sinde yaşamıştır ve artık yaşamı yalnız doğanın bir nimeti değil, devletin koşullu bir armağanıdır.
Sayfa 32
Reklam
Kısacası güneşin doğuşunu nasıl kabul ettiysem; iyi, güzel ve yüce olan; hayata doğruluk, asalet ve ciddiyet katan; bütün bu sefalete, tükenene kadar çalışmaya karşı yaşamaya değer ne varsa, benim üzerimde ve benim dışımda olduğunu da öyle kabul etmiştim.
12. yüzyılda toplanan konsiller Batı kilisesindeki rahiplerin evlenmelerini yasaklamıştı; buna karşın evli erkekler Doğu kilisesinde rahip olabiliyorlar ama piskopos olamıyorlardı. Rahipler ve piskoposlar, bu dünyada yaşayıp çalıştıkları için, seküler (ortaçağ Latincesinde "dünyevi" anlamına gelen saeculum sözcüğünden gelmektedir) din adamları (secular clergy) olarak adlandırılıyordu.
Tarihi incelersek şunu gôrürüz. Özgür insanların aralarında yaptıklanı sözleşmelerden ibaret olan ya da olması gereken yasalar, yalnızca cogu kez küçük bir azınlığın tutkularının araçlarıdır ya da bir rastlantıya bağlı ve geçici bir zorunluluktan kaynaklanmıştır. Bu yasalar, insanlarn çoğunluğunun davranışlanını tek bir noktada yoğunlaştıran ve onları sôz konusu "en büyuk çoğunluğun paylaştiğı en büyük mutluluk" görüşünde birleştiren insan doğasının soğukkanlı, sabırlı bir gözlemcisi tarafından kotarılmıştır. Pek az sayıda ulus mutludur, yeryüzünde. Onlar da, kötülüklerden sıyrılıp iyilige doğru yônelen ve insanlara ilişkin düzenlemelerin ve değişimlerin yavaş evrimini beklemeven. ancak ivi yasalarla onların ara gecislerini hızlandıran uluslardır.
Hapishane
Hapishaneler insanları “tamir” etmek değil sadece tahrip etmek ve ardından da imha etme amacı üzerine kurulu yerlerdir. İnsanı beton duvarlar arasına hapsedip toplumdan tecrit ederek topluma kazandırmak mümkün olabilir mi? Mahkûmun “aşağıda” toplumun ise kazandırılacak, “yukarıda” bir seviyede olduğunu peşinen kabul etsek bile... Özne olan kişiyi nesneleştirerek, kişiliksizleştirip hiçleştirerek nereye varılabılır? Varılacak o yerde bizi neler bekliyor olabilir?
Geri133
336 öğeden 331 ile 336 arasındakiler gösteriliyor.