Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Karşınızdaki direnirse kendinizi savunmamak becerilerini geliştirmeniz gerekir. Karşınızdakilerin direnmesi bir bakıma sizi sınamaktır ve eğer beceriksizlik ya da kararsızlık sergilerseniz, sınavı geçemediğiniz gibi, kuşkularınızı onlara bulaştırmak riskini de taşımış olursunuz.
Sayfa 130Kitabı okudu
Hmm
Kadınlar için cesur şövalye ideali varlığını koruyorsa, erkekler de genelinde Madonna/fahişe yani cinselliği masumiyet havası ile birleştiren bir kadının düşünü kurarlar.
Reklam
Şekilci dünya görüşüne göre hümanizm adalet süzgecinden geçemez. benim ideolojime uyuyormusun, o zaman tırnağın kırılsa dünyayı yakarım aksine uymuyorsan oluk oluk kanın aksa umrumda mı! velhasılkelam İnsan olmak önemli değil bir ideolojinin insanı olmak önemli.. sosyal hayatta da bu böyledir adelet anlayışın birinin senin için ne kadar değerli olduğuna bağlıdır. değer bazında görülen şey ise çıkar ilişkisidir. misal çalıştığınız birimde birinin çıkarlarına göre hareket ettiğiniz sürece istediğiniz kadar serbest olun insiyatif kullanıp görmezden gelir sizi. oysa sadece kendi işine odaklanan biriyseniz tek hatanız da göze batarsınız hayatta adalet insanlık diye bir kavram yoktur kişi, kişilerin yada devletlerin idealizmine göre adalet ve insanlık anlayışı vardır.
Hiddet ve hakaretten çok, zeka ile ısırmak gerekir.
Sayfa 59 - Kronik kitabevi, 7. BaskıKitabı okuyor
Hiç dokunmadan da sevebilir insan. Eli eline değmese de, yüreği yüreğine değmiştir bir kere. Çünkü sevgi; ten de değil, yürekte başlar.
Canan Tan
Canan Tan
"Birtakım ilişkiler kurmalı mıydım? Pek emin değildim. İnsanlar alışkanlıklarınızı altüst edebilir."
Reklam
Çapkınlar ve kurbanları
Tehlikeler ve tabular, toplumda uygarlaştırıcı, ahlak duygusunu geliştirici bir gücü temsil etmesi beklenen kadınların baskı altında tutulan yönlerine hitap eder. Nasıl bir erkek sorumluluk duygusundan sıyrılabilmek için bir Deniz Perisi'nin kurbanı olursa, bir kadın da erdem ve ahlak duygusu kısıtlamalarından sıyrılabilmek özlemiyle bir Çapkın'ın kurbanı olur. Aslında Çapkın'a aşık olanlar en fazla erdemli olanlardır. ... Çapkının en baştan çıkarıcı niteliği kadınlarda onu değiştirmek isteği uyandırmasıdır. Onu değiştirme isteği, aslında ondan almak istedikleri gizli heyecan isteğinin bahanesidir. ... Çapkın öyle bir ateşle yanar ki, baştan çıkardığı kadını da tutuşturur. Son derece aşırı, denetlenemez ve tehlikelidir. Belki sonunda cehenneme gider ama çevresini saran alevler kadınlar için çok çekicidir.
hmmm
Kadınların herkesin düşünmek istediği gibi kırılgan yaratıklar olduğuna sakın inanmayın. Tıpkı erkekler gibi onlara da yasaklar, tehlikeler ve hatta birazcık kötülükler cazip gelir.
Demek Picasso da
Kendinizi tümüyle baştan çıkardığınız kişiye verince, yalnızca onun için var olduğunuzu düşünecektir ve bu fikir geçici de olsa bir gerçeği yansıtmaktadır. Hızlı çapkın Pablo Picasso'nun yıllar içinde ilişki kurduğu yüzlerce kadının çoğu yalnızca kendisini gerçekten sevdiğini düşünmüştü.
Bir tutam da Don Juan
Onlar için evlilik bir çeşit resmi hizmetçilikti ama Don Juan hiçbir bağlantı olmaksızın arzu ve zevk sunuyordu. Sizinle karşılaştığı zaman yalnızca sizi düşünüyordu. Size olan arzusu öylesine şiddetliydi ki, sizin sonuç hakkında düşünmenize ya da kaygılanmanıza fırsat vermiyordu. Gecenin karanlığında geliyor, size unutulmaz dakikalar yaşatıyor ve ortadan kayboluyordu. Belki sizden önce bin kadına sahip olmuştu ama bu durum onu daha ilgi çekici yapıyordu; böyle bir erkek tarafından terk edilmek arzulanmamaktan daha iyiydi.
Reklam
manipülasyona dayalı
Baştan çıkarma, her iki cinse özgü birkaç zayıflık dışında, cinsiyetleri aşan psikolojik bir süreçtir. Erkekler genel olarak görsel etkilere karşı zayıftır. En uygun fiziksel görünümü sağlayan bir Deniz Perisi çok sayıda erkeği baştan çıkarır. Kadınların en zayıf yönü ise, D'Annunzio'nun kurbanlarından Fransız aktrist Simone'un yazdığı gibi, sözcükler ve konuşma biçimidir.
232 syf.
4/10 puan verdi
Ben İle, Sen İle, Biz İle
Fikir güzel. İlişkiler üzerine felsefi düşünce parçaları. Bu parçalar, ayrıntıları pek verilmeyen bir ilişki süreciyle beraber verilince daha ilgi çekici de olmuş. Ancak topu topu on beş yirmi sayfalık güzel parçaların karşısında iki yüz küsür sayfaya yaklaşan ve benim için çoğunlukla sıkıcı diyebileceğim parçalar da mevcut. Bazı yerler var ki sosyal medya iletisi mertebesinde diyebilirim. Bu yüzden "ile" beklentilerimin oldukça altında kaldı. Yine de kitabın sonuna doğru şu kısmı (#223178887) okuduğum zaman kitap hakkındaki tüm olumsuz düşüncelerimi bırakasım geldi.
İle
İleOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20183,356 okunma
Sözünü ettiğin sen miydi, yoksa ben mi? Ama şimdi ister beni ister kendini elevermiş ol, sen hainlerdensin, sen, ey Şair! --utançsızsın yaşadığın karşısında, yaşantını sömürerek, en sevdiğini sokulgan gözler önüne sererek, kanını bütün kuru, içilip boşaltılmış kupalara dökerek, sen ey Mağrur! [Nietzsche]
Sayfa 226
Biliyor musun, kalemimi sen açtın -- -- -- Hayır, bilmiyorsun: -- -- Gitmiştin. Hani, birgün, benim için bir kolonya almıştın, ya : Eyüp Sabri Tuncer(miş); dükkâna girip bir karışım yaptırmışsın: Lavanta ağırlıklı -- başka birşeyler de katmış tezgâhtar. (Benim boyuna Rebul kullanmama tepkin mi vardı, bilmiyorum.) Adam, "Bu bin kat
Sayfa 219
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.