Dün gibi hatırlıyorum yıl öncesi "Allah Allah millet bilinçlenmeye başladığı için herhalde ürünlere indirim getirmişler" demiştim. Çok kullandığım bir ürüne elim gidip gelmişti o an vicdansız dürtüyle alıp almadığım konusunu anımsayamıyorum sadece çok zorlandığım aklımda ancak o zamandan bu zamana emin olduğum bir şey var dikkat
Balgozlu
@MunzeviVaize
·23 Ekim 2023 01:02
Yıllardır yapılan bu zulme herdefasinda bı iki ay ah vahlanip ağlayıp unutan nankör bı ümmetiz
Yahudi bir iş adamina soruyorlar
"müslüman ülkeler sizin mallarinizi boykot uyguluyor, sizin fabrikalarinızın geliri düşer mi, zorlanir mi?" Yahudi diyor ki, bir kaç gün zorlaniriz. Sonra ŞOK ŞOK indirimlerle, %50'nin üzerinde fiyatlan düşürürüz.
Aç gözlü fakir Müslümanlar boykot ettikleri bütün mallarimizi fazla fazla alacaklardir.Bu hep böyle oldu. Müslümanlarda istikrar yoktur!" diye ropörtaj veriyor...
Yazıların altını çizdirmeyin, koyu puntolu yazdırmayın n'olur!..
#222428463
Usulsüz Vusül olmaz.🌼🌙📿🇵🇸
||Bediüzzaman
Hafızanın kanunu
İrade Terbiyesi
… Böylece düşüncelerimizin efendisi oluruz; ayrık otlarını koparıp üzerinde bittikleri toprağı bile yok edebiliriz. S.51
İnsan Ne ile Yaşar?
Tolstoy’un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır.
Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir.
Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir.
Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der.
“Yoksa bütün hakkını kaybedersin.”
Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez. Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti.
Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz…
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler.
Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der: “Bir insana işte bu kadar toprak yeter...
irade?
Bilinç ve Bilinçdışı
İrade sayesinde işlevleri yönlendirebilir,yoğunlaştırabilir,eksiltebilir ya da silebiliriz.
İrade bir içgüdü değildir, kültürel tarihimizin kazanımıdır.
İlkellerde irade gibi görünen şey aslında onların dürtüleridir....amaçlı hareket etmezler.
İrade bir insan kazanımıdır ve bu sebeple daima ileri bir kültürün ölçütüdür.
Tsir,meydana geririlmiş durum.
Sırf kendisi için yaşayan, zevk içinde yaşayabilir. Ama küçük yaşar ve küçük ölür.
Seyyid Kutub
Yenilgi yenilgi büyüyoruz..
“Bu kez yenilgiye uğradık, ama her zaman yenilmeyeceğiz. Çok şey öğrendik.”
Jack London
Kendi iradesini bir başkasının ellerine teslim eden biri artık kendi yolunu çizemez, sadece boyun eğer ve hizmet eder.
Stefan Zweig
HÜRRİYETE MAHKÛMUZ!..
Graham Dunstan Martin: "(...) "Kötü kader"in, vicdan bakımından toplumu bir YALAN rüzgârı gibi kapladığı kolaylıkla görülebilir. Bununla beraber, "kötü kader"in gerçek ihtimâli, bize hürriyetin gerçekliğini gösterir.
İnsanoğlu sadece hür olduğu ve hürriyetiyle "irâdî seçim yapabilme durumuyla!- yüzleşmek istemediği için kötü kaderden bahsedebilir. "Kötü kader", beşerî hürriyetin gölgesidir. Bu hürriyetten kaçış
başarısızlığa mahkûmdur. Zirâ, 
Jean-Paul Sartre'ın da ünlü deyişiyle, "HÜRRİYETE MAHKÛMUZ!"
Salih Mirzabeyoğlu, 
İman ve Tefekkür, sh 183
KÖTÜ KADER...Graham Dunstan Martin: "Hürüm!" tezini ileri sürmenin hata olduğunu söyleyebiliriz. İyi ama, "hür değilim!" ifâdesi de aynı şekilde hata değil midir? Bu fikir Jean-Paul Sartre'ın "kötü kader" olarak isimlendirdiği olgunun temelinde yatmaktadır. Sosyolog 
Peter L. Berger, şu tezi ileri sürer: Basitçe ifâde edilirse, "kötü kader" gerçekten gönüllü olan bir şeyin, ZORUNLU OLDUĞU iddiasında bulunmaktır. Dolayısıyla, "kötü kader", hürriyetten kaçış, "seçim açısından" dürüstçe olmayan bir firardır. "Kötü kader", kendini en yaygın olandan, en felâketvarî olana, sayısız beşerî hâlde, ifâde eder."
Salih Mirzabeyoğlu, İman ve Tefekkür, sh 181, 3.Levha, -İrâde davası- (Hür İrâde-Kötü Kader), İBDA Yayınları