k

Kanunî Sultan Süleyman

0 üye
Görecelilik
Görüyorsun ki tarihin ışıldakları altındaki bir adam için bile, ölümünden beri aşağı yukarı üç buçuk asır geçtiği halde değişmez hüküm verilemiyor. Çünkü herkes her hâdiseyi yalnız kendi görüş noktasından seyrediyor.
Sayfa 96 - Selim PusatKitabı okudu
Kanunî Sultan Süleyman Han'ın Rusların yayılmacı politikasına karşı,
Don-Volga kanalı projesini devreye sokmak istemiştir.
Reklam
Acaba kahraman şehzadesini öldürmekte haklı değil miydi? Hürrem Sultan’a esir olması tabiî sayılamaz mıydı? Devşirme İbrahim’i önce yükseltip sonra idam ettirmesinde yüksek bir devlet politikası yok muydu?
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet, cihânda bir nefes sıhhat gibi..."
Sayfa 182 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
“Babasız kaldıktan sonra, padişahlık ne ki!”
Sayfa 159 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
Yuvarlak çehreli, ela gözlü, arası açık kaşlı, doğan burunlu ve seyrek dişli olarak tasvir edilen Sultan Süleyman uzun boylu, mevzun ve yakışıklı, söz ve hareketleri ölçülü ve nazik idi. Âlim, şair ve hâkim- lerle bulunmaktan hoşlanır, hoş sohbet, hulasa, maddi ve manevi bütün iyi hasletleri şahsında toplamış bir padişah olduğunda bütün tarihçiler müttefiktir. 26 yaşında tahta geçip 46 sene saltanat sürmesi, devrinin umumiyetle zafer ve zenginliklerle dolu bulunması, imparatorluk camiasının nizam ve adalet esasları dâhilinde idaresi, onun halk üzerinde çok büyük saygı ve sevgi uyandırmasının başlıca amilleridir. Uzun saltanat devresi boyunca Osmanlı orduları Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında birçok muharebeler yapmış, kazanılan zaferlerle imparatorluk arazisi her üç kıta üzerinde büyük genişlemeler kaydet- miş, bizzat birçok seferlerin yüksek kumandasını üzerine almıştır. Devletin genişleme ve yükselmesine şahsen büyük hissesi vardır. Bu büyük kumandanlık vasfı yanında amme hukukuna ve mevzuata riayette azami hassasiyet gösterdiği ve bunu tesiste de müstesna derecedeki adalet saygısının rol oynadığı, yerli ve yabancı kaynaklar ve müşahitler tarafından takdir ve hayranlıkla belirtilmiştir. Ordu ve idare mensupları üzerindeki münakaşa götürmez nüfuzu, telkin ettiği saygı ve sevgi hisleri, vazife sahiplerinin durumlarını daima göz önünde bulundurarak bunların terakki ve terfileri ile ilgilenmesi sayesinde gittikçe kuvvetlenmişti.
Sayfa 134 - Kronik Kitap
Reklam