Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kara Sevda ve Aşk üzerine Werther'in Acıları
Kitabı beğendim. Aşk ve Hayat üzerine hatalar yapmamak için bazı okurlara kendilerini aynada görmeleri amacıyla tavsiye edilebilir. Evet Werther'in sevgisi çok masum ve saftı ancak kişinin başkasına kendisi kör edecek şekilde bu kadar bağlı olması doğru bir şey değil. ikili ilişkiler sadece sevgiyle yeterli kalmıyor. Güçlü bir kişilik,
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,5bin okunma
Eskiden verem olurmuş bazı insanlar. Verem hastalığının eskiden ismi karasevda hastalığıymış.
Reklam
İşte bu en fenası, işte bu sarhoşlukların en dinsizi, en imansızı, karasevda bu!
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bitmesini istemediğiniz bir kitap…
Öncelikle kendimi iyi bir inceleme yapıcısı olarak göremiyorum. Anlatımımı buna dayanarak yapacağım.(Spoilerle)!!! Yazarın üslubu o kadar güzel ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. O dönemde kullanılan kelimeler var. Ama bunlar bir anlamsızlık yaratmıyor. ( Ve kitabın arkasında bu kelimeleri oluşturan sözlük bulunuyor.) Hasta bir
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı MetrukesiGüzide Sabri Aygün · Can Yayınları · 20212,102 okunma
Ölümü alnıma aldım! Şurada tam yüreğimin ortasında bir yangın var. Oyuyorlar gibi yüreğimi.
Kara sevda bir köleymiş
Öyle körkütük sadık bir köledir ki sevda, Seni kötü göremez bin kötülük yapsan da.
Sayfa 57 - 57.soneKitabı okudu
Reklam
#Zeymir
Zeynep: o vücudunda rahat kendisiyle barışık ben kendime kısayım bu aşk bana sığmıyor neş’esi köpük köpük işi gücü taşkınlık taşıdığım tasayı besbelli taşımıyor ~benim varlığım her an korkudan aşınıyor vehimlerim bir orman ıssızlığa alışık~ “Atilla İlhan”
Nesillerin Tecrübeleri Saygındır
Hafız, hafıza, muhafız ve muhafaza kelimeleri "korumak, saklamak" gibi mânâlara gelen bir kökten türemişler. Hatta "hıfzıssıhha"daki "hıfz" da öyle. Hafize ise "koruyan, saklayan" demekmiş ve sanıyorum "hafız" kelimesinin dişili. Birkaç kelime daha var ama mühim değil. Asıl diyeceğim, kimileri "hafızasında muhafaza ediyor, koruyup saklıyor" der ama ekserisi "takıntı yaptı, unutamıyor" der. Oysa kimse öteye göçmüş ananızı, babanızı, evladınızı koruyup sakladığınızda size takıntı yaptığınızı söylemez. Bunun bizi götürdüğü yer: Bir adama yahut bir kadına duyulacak aşkların hep bir azami limiti olması gerektiği fikri toplumda yaygınlıkla kabul görmüştür. Ölümün ötesindeki kara toprak ile bu limitin ötesindeki kara sevda arasında dişe dokunur bir fark olsaydı, o zaman "bu toplum koyu aşklara yabancıdır" demek hakkımız olacaktı. Kamu kanaati bu hususta bizleri uyarmak haddini kendinde buluyor çünkü hakikaten de irade, ölümleri kovaladığından çok aşkı çağırır.
Karasevda, gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu?
Sayfa 258Kitabı okudu
Yüzünü görmeden sevdim ben seni. Belki hatıramda yüzün yok diye sevinmeliyim. Ama ben senin bal harelerindeki parıltıların hayaliyle uyudum gecelerce. Sadece gözlerini görseydim olmaz mıydı?
Reklam
Sana sarılınca Geçmeyecek acım yok benim.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.