Bir basımevinde çalışan bir işçinin başına gelenleri okuyoruz, daha önceden katıldığı bir olaydan dolayı hareketlerine dikkat etmek zorunda olan bir emek işçisi ama tabi onun bu zaafını bilen çalıştığı ve dürüs olmayan insanlar.
Kitap baştan aşağıya geçinme derdi, yaşama kavgası, ekmek parası mücadelesi ile dolu toplum gerçekti edebiyatın bence en önemlilerinden tabi diğer gereçekçi kitaplar gibi bu kitap da çok az bilinen bir kitap maalesef.
"Bizi karşımızdaki insanla, nedeni ne olursa olsun bir kavgaya sürükleyebilecek tek şey, içimizde sağlam bir kavgayı gizlice beklemekte olan karanlık tarafımızdır."
Ellerimi masaya bastırarak üzerine eğildim. "Ben daha sonra o deniz kabuğunu Ecrin'den alıp yeniden Feride'ye verdiğim için ona karşı vicdanım rahat. Ayakkabıları geri istemedim bile. Peki, sen Fulya?" dedim. "Sen bundan sonra nasıl koyacaksın başını yastığa? Sen sıradan bir arkadaş kaybetmedin çünkü sen, bu dünyada seni gerçekten seven tek kişiyi kaybettin," dedikten sonra doğrulup son kez baktım ona. "Kendi hayatın için seni kardeş bilen birini bir katile sattın ya, şimdi doyasıya yaşa hayatını," dedim ve o, pişmanlık içinde bir damla gözyaşı akıtırken ona sırtımı dönüp uzaklaştım.