m

Mânâ-Felsefe-Düşünce

2 üye
Takip
BİLGİ ve MÂNA...
İnsanlar için ilk bilgi, duyumların mânâ kazanması ile başlar. Çeşitli keyfiyetler ve oluşlar insana tesir ederek, insana âit bir mânânın doğmasına yol açar. Bu idraklerin sentezinden kavramlar doğar. Bu kavramların sözle veya sesle ifadesi demek olan kelimeler daha sonra teşekkül eder. Kavramlar psikolojik bir görünüşte olmalarına rağmen kelimeler sosyolojik renkleri aksettirirler...
Sayfa 48 - 49 II. Bölüm. KAVRAMLARIN ÖZÜ ve KABUĞU, Burak Yayınevi
Uzun zamandan beri ortada bulunmasa, kimse artık onu konuşmuyor olsa ve az rastlanan metin parçaları üzerinde onarılmış olsa bile bir dil, daima mümkün ifadeler için bir sistem oluşturur: bu, sınırsız bir başarı sayısına izin veren sınırlı bir kurallar bütünüdür. ...Söylemin olguları hakkındaki tanımlama, büsbütün başka bir soruyu ortaya koyar: Bu ifadenin ortaya çıkması ve onun yerini başka hiçbir ifadenin alamaması durumu nasıl gerçekleşir?
Sayfa 40 - Larchéologie du Savoir. Ayrıntı Yayınları, İkinci Basım 2014 [ISBN 978-975-539-625-5]
Reklam
Hekimler, idrarların tadına onlarca yüzyıldan beri bakmışlar, dokunmaya, vurmaya, dinlemeye ise çok daha sonra başlamışlardır. Bunun nedeni, nihayet Aydınlanma’nın ilerlemeleriyle kaldırılan ahlâkî yasaklar mıdır? Ama böyle açıklandığında, Corvisart’ın, İmparatorluk Dönemi’nde perküsyonu [parmaklar yardımıyla muayene usulünü] yeniden icât etmesi ve Laennec’in, ilk kez Restorasyon Dönemi’nde kadınların göğsüne kulağını dayaması anlaşılmayacaktır. Ahlâkî engel, ancak epistemolojik ihtiyaç oluştuğunda söz konusudur. Bilimsel zorunluluk, yasağı şöyle açıklamıştır: Bilgi gizi keşfeder.
Sayfa 207 - Naissance de la clinique, Epos Yayınları, Üçüncü Basım Şubat 2014, [ISBN: 978-975-6790-04-5]·Kitabı okudu
Doğayla ilişkisi bağlamında kavranan hastalık, nedenleri ve biçimleri ve hem tezahürlerin kendilerini bizatihi dolaylı ve giderek bulanıklaşan bir geri plan içinde ortaya koyduğu, "belirlenemez bir olumsuzluğu" ifade ediyordu; Ölümle ilişkisi bağlamında görüldüğünde ise hastalık, dilin ve bakışın hükümran incelemesine açık, bizatihi kendini karşı-doğadan ayırabilmiş ve bireylerin yaşayan bedenleri içinde, somut hale gelmiştir. Birey hakkındaki ilk bilimsel söylevin bu ölüm evresinden geçmek zorunda kalmış olması, hiç kuşkusuz kültürümüzle ilgili belirleyici bir gerçek olarak kalır. (...) Psikoloji ve de bizzat psikolojinin mümkün olabilmesinin ta kendisi, mantıksızlığın deneyiminden doğmuştur, bireylere dair verili bir tıbbın bir bilim olarak doğuşu da ancak ölüm'ün tıbbî düşünceyle bütünleştirilmesiyle mümkün olmuştur. Ve genel olarak söylersek, modern kültürde bireysellik deneyimi, ölüm deneyimine bağlıdır: (...) birey, kendisiyle sona ermeyecek anlamı ölüme borçludur. (...) Bizi zamana ve sözcüklerin örttüğü güzel yeryüzüne bağlayan şey ölümdür.
Sayfa 244 - Naissance de la clinique, Epos Yayınları, Üçüncü Basım Şubat 2014, [ISBN: 978-975-6790-04-5]·Kitabı okudu
Birey, hayatın kendini gösterdiği başlangıçtaki en keskin biçim değildir. O bilginin hizmetine ancak, kesin sonuca götüren araçlara, dilin belli bir kullanımına ve ölümün titiz bir kavramsallaştırılmasını içeren uzun bir uzamsallaştırma akımının ardından sunulmuştur (...) İnsana ilişkin bilimsel söylevi yasaklayan eski Aristocu yasa, ölüm, dilde kendi kavramının konumunu bulduğunda ilga olmuştur. O zaman mekân bakışa, bireyin farklılaşmış biçimini açmıştır.
Sayfa 216 - Naissance de la clinique, Epos Yayınları, Üçüncü Basım Şubat 2014, [ISBN: 978-975-6790-04-5]·Kitabı okudu
Reklam
245 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.