Şarkın tamamı da bana simgelerden yapılmış gibi geldi. Şarktan aklımda kalan, çoklukla masmavi olsa da, sarı bir gökyüzü görüntüsü; toprakların esmer görüntüsü ile ahşap ya da kerpiç evler ve taştan mabetlere ilişkin eşsiz hatıralar.
Sayfa 134Kitabı okudu
Seyahat insanın zihnini geliştiriyor, bütün önyargılardan kurtarıyor.
Sayfa 13Kitabı okudu
"Dar düşünceli insanların her şeyi ne kadar berbat edebildiklerini gördüğümden beri ufkumu genişletmek için seyahat ediyorum." 
Malcolm X
Çalışmanın dozu …
Akşama doğru yat kulübüne dönüş. Şimdiden kalabalık, zira İngiliz ülkelerindeki insanlar, çalışmanın sağlık için çok iyi bir sey
olduğunu bilmekle birlikte, bunu güneşin batışından sonraki saatlere kadar sürdürerek abartmamak gerektiğini de anlamışlar. Burada herkes iş yerinden saat dörde doğru, bilemedin dört buçukta ayrılıp, kişisel meraklarıyla ilgilenmek üzere tatile çıkıyor.
Sayfa 142Kitabı okudu
"Bırakın yahu, diyeceksin. Ama bu yakalanma elbette, başka bir şeye benzemeyecek. Çünkü kayıp denizlerin tuzu, insanı ak bir gizli örtüyle yakalayıveriyor, kıskıvrak. Böylece bunu sen, uzun sürmüş bir yolculuktan döndükten sonra anlıyorsun. Dönebilirsen. Gemi, iskeleye yanaşıyor. İniyorsun, karşılayıcıların tabii, orada oluyor. Sarılıyorsun onlara ki, eyvah! Sılanda bekleyenlerinin gözünü yakıyor. Sakalında birikmiş tuz."
Sayfa 11 - YkyKitabı okudu
Seyahat Öneri İhtiyacı
Önümüzdeki aylarda bir seyahat planlaması yapıyorum. Şehir seçmekte biraz zorlanıyorum diyebilirim. Bugüne kadar Türkiye'de kesinlikle görmen gereken dediğiniz şehri ve nedenini de belirtir misiniz? İlber hocanın dediği gibi; "Bir şehri gezmek daha önce oraya giden birisini dinlemekle başlar."
İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Almanya'dan Moskova'ya seyahatini anlatıyor yazar. O dönemde şehirleri ve sosyal yaşantıyı güzel bir anlatımla aktarıyor. Çok ilgiyle okuduğum söylenemez. 
Doğu Avrupa'da Yolculuk 
Gabriel Garcia Marquez
Jules Verne'in Türkler ile ilgili düşüncelerini hep merak etmiştim. Bu kitabı konu itibariyle Türkleri konu alıyor genellikle. İnatçı bir Türk Ağa ile bir Hollandalının başından geçen trajikomik hikaye. Ben keyifle okudum. 1880 lerdeki Osmanlı coğrafyasını ve o dönemi çok güzel anlatan bir kitap. Üstelik Jules Verne kaleminden yazılmış. Yayınevi beni tatmin etti. Çeviri güzeldi. Sayfa kalitesi fena değil. Bazı sayfalar biraz silik basılmış ama çok rahatsız etmedi. 
İnatçı Keraban 
Jules Verne
