Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
180 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
“Tigin benimle beraber yürüyordu. Yanında bir Türk vardı, onunla Türkçe konuşuyordu. Bir ara Tigin güldü. “Bu Türk sana ‘Rabbimiz bizden ne istiyor! Soğuktan bizi öldürecek. Ne istediğini bilsek onu kendisine takdim ederdik,’ diyor.” dedi. Ben de ‘Ona söyle, Allah sizden ‘Lâ ilâha illâ’llah’ demenizi istiyor” dedim. Türk güldü. “Bilsek yerine
İbn Fadlan Seyahatnamesi
İbn Fadlan SeyahatnamesiRamazan Şeşen · Yeditepe Yayınevi · 2015608 okunma
Filologlar dört elle sarılıyor yazdıklarına.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Haziran~2013
Reklam
"Troya'ya
Homeros
Homeros
'suz gelinmez, demiştim. Troya'ya Schliemann'sız da gelinmez.
Heinrich Schliemann
Heinrich Schliemann
bugün Hektor, Agamemnon, Akhilleus gibi Troya'nın bir kahramanı olmuştur. Gerçi, acayip bir kahraman diyeceksiniz, kabul; ama zamanına göre o da bir kahraman."
Sayfa 25 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Nikitin Tebriz'e vardığında 11 Ağustos 1473 tarihinde cereyan eden Otlukbeli Savaşı'nın yankıları hâlâ devam ediyordu. Nitekim Osmanlı Türklerinin Uzun Hasan'a karşı kırk bin asker göndererek Sivas, Tokat ve Amasya'yı ele geçirip yağmaladıktan sonra Karaman üzerine yürüdüğünü kaydetmişti. Kendisi ise Erzincan üzerinden Trabzon'a gitmiş ve Tebriz'den geldiği için takibata uğramıştı. Elinde sadece iki altın kalan Nikitin bunu da Kırım'a gitmek için kullandı. Karadeniz'in kuzeyine geçmek için iki kez girişimde bulunduysa da fırtına yüzünden başarılı olamadı. Ancak üçüncü teşebbüsünde Kırım'a ulaşmaya muvaffak oldu. Birçok tehlike atlatan Nikitin kendi ifadesiyle, tanrının merhameti sayesinde üçüncü denizi geçmeyi de başarmıştı. Ancak doğduğu şehir Tver'i görmesi mümkün olmadı. XV. yüzyılın ikinci yarısında düzenlenen Rus kroniklerinin ifadesine göre, memleketine kavuşmadan Smolensk şehrinde ölmüştür.
Eve dönme arzusu günden güne şiddetlenen Nikitin beş ayını değerli taşları ile ünlü Kulur şehrinde geçirdi. Daha sonra Golkonda'daki büyük panayıra katılarak buradan Gülberge, Alyand, Kamendra, Naryas ve Surat yolu ile Hint Denizi'ndeki büyük liman kentlerinden biri olan Dabul'a ulaştı. Rusya'yı ve Hristiyanlığın kutsal günlerini düşünen Nikitin deniz yoluyla Hürmüz'e giderken Habeşistan'da konaklayıp beş gün de burada kaldı. Olası bir yağmayı önlemek için yerli halka pirinç, ekmek ve biber dağıtmışlardı. On iki günlük bir yolculuğun ardından Maskat'a geldi ve nihayet dokuz gün sonra da Hürmüz'e ulamıştı. Hürmüz'de yirmi gün kaldıktan sonra İran'da uzun bir yolculuğa başladı. Lar, Şiraz, Eberkûh, Yezd, İsfahan, Kaşan, Kum, Save ve Sultaniye'yi geçerek Uzun Hasan'ın ordasının bulunduğu Tebriz'e geldi.
Nikitin Rusya'ya dönmek istemişse de İran'daki siyasi duruma ilişkin aldığı haberler geldiği yolu kullanmasına engel olmuştu. Hürmüz'den Horasan'a yol olmadığını, Çağatay Yurdu, Bahreyn ve Yezd'e giden yolların kapalı olduğunu ve her yerde “bulgak” (karışıklık) çıktığını belirtip Akkoyunlu Uzun Hasan Beg'in Karakoyunlu Cihanşah Mirza'yı öldürdüğünü kaydetmişti. Ancak Timurlu Ebu Said'in zehirlendiği yönündeki haberi yanlıştır. Çünkü Ebu Said 5 Şubat 1469 tarihinde Yadigâr Muhammed tarafından öldürülmüştür.
Reklam
Rus tacir Behmen Türk Sultanlığı'nın Vijayanagara Racalığı (13361646) üzerine düzenlediği sefer hakkında da ayrıntılı bilgi sunmuştur. Sultana ve vezirlerine bağlı kuvvetlerin sayılarını titizlikle vermiş ve Hindistan coğrafyasında fillerin askeri amaçla işlevsel olarak kullanıldığına dikkat çekmişti. Örneğin fillerin dişlerine bir kantar ağırlığında büyük kılıçların geçirilmesi ve hortumlarına ağır demir topuzların bağlanması ortaçağda Hindistan'da kullanılan savaş araç gereçlerinin anlaşılması bakımından ilgi çekicidir.
Nikitin seyahatnâmesinde Çin, Maçin ve çeşitli kentler arasındakı uzaklıklar hakkında bilgi vermiştir ancak onun bu yerlerin tamamına gitmediği bilinmektedir. Yine Calicut'un Hint Denizi kıyılarındaki en önemli ticaret merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek burada her şeyin ucuz olduğunu kaydetmiş ayrıca Pegu, Şabat ve Seylan'da bulunan ticari emtianın çeşitliliği hakkında da bilgi vermiştir.
Nikitin Parvat'taki Hindu tapınağı “Buthana”ya hayran kalmış ve buranın Tver şehrinin yarısı kadar olduğunu kaydetmişti. Hinduların mukaddes saydığı bu yapı hacılara hizmet ettiği gibi bir ticaret merkezi olarak kullanılıyor ve yabancı tacirlere uyguladığı yüksek gümrük resmi ile muhafazakâr bir tutum sergiliyordu.
Hindistan'ın en büyük pazarı her yıl on günlük bir panayıra ev sahipliği yapan ve adını burada medfun olan Şeyh Alaeddin'den alan Alyand şehrinde kurulurdu. Nikitin buraya Hindistan'ın her yerinden çeşitli malların getirilerek ticaret yapıldığını ve aynı zamanda Şeyh Alaeddin'in hatırasının yaşatıldığını kaydetmiş ayrıca mahalli efsaneleri aktarmayı da ihmal etmemiştir: Güya “Alyand şehrinde Guguk adı verilen bir kuş yaşarmış ve bu kuş kimin çatısına konarsa o evin sahibi ölürmüş. Ayrıca bu kuş kendisine zarar vermeye kalkanları gagasından çıkardığı bir ateşle yakarmış." Türk Dünyası'nın muhtelif bölgelerinde karşımıza çıkan Guguk kuşu motifinin Hindistan Türklüğü halk edebiyatında da görülmesi doğaldır.
412 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.