t

Tevhid

0 üye
Tevhid'in tebliğinde tebliğcinin tek dayanağı Allah'tır. Bu tek dayanağın önünde secdeye kapanmak, O'nu gece ve gündüz, belirli zamanlarda; şafakların tatlı gölgelerinde anmak, diğer yaratıklarla birlikte hamd ile tesbih etmek Tevhid tebliğcisinin ruhunu donatan, azmini güçlendiren ve onu adeta çelikten, sarsılmaz bir kuvvet haline getiren en etkili silahlardır.
Sayfa 164Kitabı okudu
Toplum içinde şirkin elebaşıları vardır, insanlar üzerinde rabbleşirler ve diğer insanların kendilerine ibadet etmeyi bırakıp, her varlığın Rabbi olan tek bir Allah'a ibadet etmesine engel olmaya çalışırlar. İşte, resûller mücadelelerini bunlara karşı vermişlerdir. Belki geçici güçlere sahiptir tağutlar; bu aşırı isyankâr ve imandan men eden zalimlerin, silahları vardır, paraları vardır, adamları vardır. Mal ve çocuk vermiştir Allah kendilerine, Tevhid gelinceye kadar kavimleri içinde büyük tanınırlar. Güçlerine, sahip oldukları servete, silahlarına ve adamlarının çokluğuna güvenirler. Anladıkları yalnızca kuvvetin dilidir, kendilerini herkesin üstünde görürler ve herkesten akıllı olduklarını sanırlar. Allah'ın Elçileri Tevhid’i tebliğ ederken hedef olarak karşılarına bunları almışlardır.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Benim biricik yolum!
Ne gizlisi ne açığı... Allah'a ortak koşmanın hiç bir şekli yoktur bende... İşte benim yolum budur. İsteyen gelsin bana tabi olsun. İstemeyen tabi olmasın. Kendi arzusu bilir. Ben dosdoğru yoluma devam etmekteyim.
Sımsıkı tutup bırakmayacak olduğum tek değerim, yolum islam olan tevhidim, imanımdır. Gölgesinden bile geçmekten Rabbime sığındığım da necis tağutlar, kafirler ve şirk bataklıklarında olan herkes-herşeydir. İşte bu benim dosdoğru olan tek yolum! (Sena)Kitabı okudu
Dua'nın (bir ibâdet çeşidi oluşunun) delili Allahu Teâlâ'nın şu kavlidir: "Mescidler yalnız Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte hiçbir kimseye du'â (ibadet) etmeyin." (el-Cinn 72/18) Ve yine Allâhu Tealâ'nın şu kavlidir: "Gerçek du'â, ancak O'na yapılır. O'ndan başka du'a ettikleri ise onlara hiçbir şekilde icâbet edemezler (karşılık veremezler)..." (er-Ra'd 13/14) Allâhu Tealâ'nın şu kavline kadar: "... Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça) su onun ağzına gelmez. İşte kâfirlerin du'ası, böyle boşa gitmektedir." (er-Ra'd 13/14)
Sayfa 108 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Müşrikler'den birisi şöyle derse: "Biz Allah'ın; Hâlik (Yaratan), Râzik (Rızık veren) ve Müdebbir (bütün işleri düzenleyen) olduğunu biliyoruz. Lâkin bunlar (Allah'a) yakın kılınmış salih kimselerdir. Biz de onlara du'â (ibâdet) ediyor, onlar için adak adıyor, onlara sığınıyor ve onlardan medet umuyoruz. Bununla, (Allah katında) itibar ve şefaat istiyoruz. Yoksa bizler de Allah'ın; Yaratan, Rızık veren ve bütün işleri düzenleyen olduğunu anlıyoruz." Ona de ki: "İşte senin bu söylediğini Ebû Cehil ve emsâlinin mezhebidir (görüşüdür)." Zira onlar da bunu isteyerek İsa' Aleyh'is Selam'a, Uzeyr Aleyh'is Selâm'a, meleklere ve evliyâya du'â ediyorlardı. Bu, Allâhu Tealâ'nın şu buyruğu gibidir: "...O'ndan başka veliler edinenler derler ki: Biz onlara ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz..." (ez-Zümer 39/3)
Sayfa 136 - Neda YayınlarıKitabı okudu
La İlahe İllallah
Bu kelimenin aynı zamanda insanı özgürlüğüne kavuşturması bakımından büyük bir önemi vardır. İnsanı insana kulluktan kurtarıp Allah'a kul yapıyor. Evet, insanların birbirlerine olan kulluklarından kurtularak bir tek ve Kahhar olan Rabbin kulluğuna vermektedir.
Reklam
149 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.