Ey fırtınalı bayır ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında kızıl ateş alnında kızıl bakır
Çarşamba'yı Sel Aldı
Bir Yar Sevdim
El Aldı Aman Aman
Keşke Sevmez Olaydım
Elim Koynumda Kaldı Aman Aman
Oy Ne İmiş Ne İmiş Aman Aman
Kaderim Böyle İmiş Aman
Benden iyisini bulursan, hatrına gelmem
Benden kötüsüne varırsan, çok anarsın beni..
Sayfa 65Kitabı okudu
Bülbül gibi ah ü zarı çekerim
Göz yaşımı gül başına dökerim
Bu ne gündür zehir olsa içerim
Zorla beni bir zalime verdiler
Verdiler de günahıma girdiler
DİYARBAKIR
Sevdiğim cemalin, güneşim, ayım
Seni seven âşık çeker ezvâkın
Getir el basayım kelâm-ı kadim
Ne sen beni unut ne de ben seni.
Sayfa 10Kitabı okudu
Geceye bir Neşet Ertaş Türküsü: Yalan Dünya...
Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın?
Ben de gülemedim; yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlu mu sandın?
Ömrümü boş yere çalan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Ne de olsa kışın sonu bahardır, bu da gelir bu da geçer ağlama..
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama..
Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır...
Bu dünya bir penceredir
Her gelen baktı geçti
Sayfa 109Kitabı okudu
bilirim güldürmez devr-i alemde,
bir günümü yüz bin zâra yazmışlar.
Karadır kaşların ferman yazdırır
"Karadır kaşların ferman yazdırır,
Bu dert beni diyar diyar gezdirir."
Dedem çok severmiş bu türküyü, dedeme benzediğimi söylerler, ben de sever, dinlerim. Bazen bu devrin adamı olmadığımı düşünüyorum. Türküler yakmak, mektuplar yazmak varken uyum sağlamakta zorlanıyorum 21. yüzyıla.
