Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ateş dokunur. Zaten sizin Allah (ü Teâlâ) dan başka yardımcınız da yoktur. Sonra (Ondan da) yardım olunmazsınız.
~•~
“...dünyanın birçok yerinde çok mazlum, çok mağdur, çok perişan, aç, çaresiz, tehlike altında, hâin, zalim insanların hücumuna maruz Müslüman kardeşlerimiz var. Onlara yardım yapamıyoruz. Her tarafları muhasara edilmiş durumda, kurtaracak bir çalışma yapamıyoruz. Maalesef çeşitli dünyevî fitneler ile engellenmiş durumdayız. Bir tek çaremiz var, dua etmek... Çok dua edelim, Allahu Teâlâ Hazretleri onları da mutlu, bahtiyar eylesin, o sıkıntılardan kurtarsın, Ümmet-i Muhammed'e, âlem-i İslâm'a mutluluklar yağsın, gelsin.”
~•~
Çadırı etkisi altına alan uğultular ve gürültüler sürdü. Askerler, coşku içinde kızla geçirecekleri zamanı nasıl belirleyeceklerini tartışmaya başladılar. İlk günü birinci mangaya, ikinci günü ikinci mangaya, üçüncü günü de üçüncü mangaya tahsis ettiler. Şoför, sıhhiyeci, bakım ekibi, aşçılar ve çavuşlar ayrı bir gruptu.
Sonunda, yerine oturmadan önce yüksek ve net bir ses tonuyla, "Eğer kıza dokunacak olan olursa onunla 'bu' konuşacak," diyerek sağındaki tüfeği işaret etti .