Düşünce ve hayat iki zıt kutuptur. Bu nedenle -Orlando da şimdi bir koltukta oturup düşünüyor- o işini bitirene kadar takvimin aylarını ezbere sıralamaktan, tespih çekmekten, sümkürmekten, ateşi körüklemekten, pencereden dışarı bakmaktan başka yapılacak bir şey yok. Orlando öyle sessiz oturuyordu ki yere iğne düşse duyardınız. Keşke bir iğne
Sayfa 209 - Sia KitapKitabı okudu
Kor Düşseydi
kor düşseydi keşke yüreğime, bu yine anlaşılır olurdu. içimde suyu kesilmiş bir fıskiye birdenbire buruşup soldu. hoşçakal diyebildim güçlükle, sesimi iğneden geçirerek. dönüp arkamı yürüdüm, adım adım gittikçe küçülerek. sen bana bir gurbet sundun, buğulu çocuk gözlerinle. öpüp başıma koydum, sevginin solgun güzelliğiyle.
Reklam
Kor düşseydi keşke yüreğime, Bu yine anlaşılır olurdu. İçimde suyu kesilmiş bir fıskiye, Birdenbire buruşup soldu.
Siyah gözlerinde, hep aradığım o karanlık, sonsuz geceyi bulmuştum, onun büyülü, müthiş karanlığında batıyordum. Ayağımın altındaki zemin sarsılıyordu, düşseydim belki de inanılmaz bir keyif alırdım.
İlk İnsanın Ağaçtan Geldiği Düşüncesi
Yakut Türklerinin bir nevi milli destanı olan Er-Sogotoh efsanesi Hayat Ağacı ile ilgili bütün bilgileri içinde toplar. Bunun yanında, biraz da batıdaki Adem motifinden ilham alınarak meydana getirilmiş bazı kısa hikayeler de vardır. Buradaki Hayat Ağacı yedi dallıdır ve Batı Türklüğünün tesirleri altında kalmış bir efsanedir: "İlk insan,(herhalde Adem), nereden geldiğini düşünmüş ve bu konuda gün geçtikçe kafasını yormaya başlamış. Nasıl doğdum, nasıl dünyaya geldim diye, hep düşünür gezermiş. Artık bir gün kendi kendine şöyle söylenmeye başlamış: Eğer gökten düşseydim, o zaman kar ve buzla örtülü buzdan bir adam olurdum. Güney, kuzey, doğu veya batı yönlerinden birinden gelseydim, o zaman ben de ağaç ve çayırların izleri olur ve bunlar da rüzgarlarla uçuşurdu. Yok yerin en derinliklerinden gelseydim, elbette ki o zaman çamur ve toz içinde kalırdım!" İlk insan işte böyle düşüne düşüne kalakalmış. En sonunda şu karara varmış. Demiş ki, beni doğursa doğursa, yine Büyük Ana Kübey Hatun doğurmuş olmalıdır. Çünkü onun içinde bulunduğu ağacın göğsünden sütler akar. Bu sebeple ilk insan hayat ağacının karşısına gitmiş ve şöyle demiş: "Beni doğuran ana sen olmalısın! Beni yaratıp meydana getiren anne sen olmalısın!" Ağaç ilk insana, ilk insan da ağaca bakmış ve sonunda adam, bu ağacın kendi annesi olduğunu anlamış ve şöyle demiş: "Ben yetim bir çocukken sen beni büyüttün! Ben küçük bir çocukken sen beni adam ettin!"
Gözlerindeki çaresizliğe çare arıyordum. Bana anlatsaydı, içini dökseydi onu dinlerdim. Yanlış bir şeyler yaptığına inanmıyordum. Bunları yapıyorsa, bir sebebi vardı. Ya gözlerim hislerinden dolayı kör olmuştu ya da iyice aklımı yitiriyordum.
Sayfa 176 - erva~
Reklam
42 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.