Tutunurum çatlak dala Düşürmekle tehdit etmişken Tutunabilirim sanmıştım Kendime yalan mı söyledim? Ruhum kabul etmiyor. Gene kırk tilki ben de. Ziyan olmaktan korkmuşum Sandım tek çare Tehditkar çıtırdamalar Salındı yüreğe korkular Düştüm, düşeceğim Can havli olmasa tutunur muydum Aşağısı beni bekleyen prangalar Bakma ,üzerinde uslu durdum Beni taşıman için Nefes almadım, Kıpırdamadım Yoksa düşerdim çoktan Çekilirdi bedenime sarmaşıklar. Ama diyorum ki Bu korku bezginliği Fazlayken Atsaydım daldan kendimi Onurluca ölmek varken, Korkakça yaşamak fuzuli. M.
— Canım efendim, giden gitti. Eldekini korumaya bakalım gibi sözler vatan hıyaneti suçları idi. Kendi yurdumuz içinde yaşamak ve kalkınmak davası, bütün Meşrutiyet tarihinde korkulu ve korkakça olmaktan çıkmıştır. 1908 irredantizmi gitgide, bir yandan Turancılık bir yandan da İslâmcılık emperyalizmine doğru kanat açtı. Ordumuz zayıf, donanmamız daha zayıf, verimli gelir kaynaklarımız ecnebi kontrolü altında, ticaret ve iktisadi hayat azınlıkların ve yabancıların elinde, Türk vilayetleri sıtma ve nice bulaşıcı hastalıklar salgın içinde, bütçemiz ancak ödünçle maaş verilebilecek bir durumda, Yemen yurdun bir ucunda kanayıp giden bir yara, Arnavutluk yurdun öbür ucunda ikinci bir açık yara, Rumeli Balkan komiteleri çeteleri ile, Anadolu haydut çeteleri ile dolu, bugün Dürzü isyanı, yarın Dersim isyanı, hani bizi yarım asır rahat bıraksalar ancak kendimizi toparlayabilecek bir hâlde idik. Enver Paşa Sofya'dan henüz dönen Mustafa Kemal'e niçin Hindistan'ı fethetmeyi heves etmediğini soruyordu. Bir alay asker bile çoktu. Bir defa Osmanlı sınırlarına geçtik mi, Müslümanlar katıla katıla, bir insan çığı olup Hint kapılarına varacaktık. Zati onlar da bu kapıları açmak için bizim elimizin tokmağa dokunmasını bekliyorlardı. Mısır fethine doğru yola çıkan rahmetli Cemal Paşa'nın umudu da aynı değil miydi?
Reklam
Şimdi bir şeysin benim için... Varsın. Fakat bocalıyordum. Gizlice düşündüğüm, fark edilmesinden korktuğum hakikat sen miydin, yoksa ben hatırasızlığı, boşluğu, en ucuz şekilde, sırtımdan korkakça, hiçbir teşebbüste bulunmadan birdenbire atmak için yine hayal mi kuruyordum. Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?
Sayfa 168Kitabı okudu
İnsanı kimsesiz bırakan şey ne? Para mı? parasızlık mı? Bütün bunların cevabını bulmak zor. Yıllardır sorarım kendime. Şimdi tam manasıyla anladım. Farkına vardım acımasız bir şekilde. İnsanı kimsesiz bırakan şey kendisi. Ve kendisi olmak için verdiği savaş. Savaşmaktan korkar hale geldim. Savaşmak önceden cesurcaydı. Şimdi ise korkakca geliyor bana. Yaşamak için savaş vermek ahmaklık. Ben bu savaşı vererek ahmaklık ediyorum. Artık bırakıyorum tarihe not düşün; Saat 22:37 günlerden bir yaz akşamı 07.06.2024 Bugün benim savaşım bitti.. ÖMER FARUK AS
Fakat bocalıyordum. Gizlice düşündüğüm, fark edilmesinden korktuğum hakikat sen miydin, yoksa ben, hatırasızlığı, boşluğu, en ucuz şekilde, sırtımda korkakça, hiçbir teşebbüste bulunmadan birdenbire atmak için yine hayal mi kuruyordum. - Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?
Sayfa 168Kitabı okudu
Şimdi bir şeysin benim için... Varsın. Fakat bocalıyordum, gizlice düşündüğüm, fark edilmesinden korktuğum hakikat sen miydin yoksa ben ; hatırasızlığı ,boşluğu, en ucuz şekilde sırtımdan korkakça hiç bir teşebbüste bulunmadan birden bire atmak için yine hayal mi kuruyordum ?!
Reklam
431 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.