Jodi Picoult, bu kitabında daha önceki hiçbir kitabında denemediği bambaşka bir kurgu oluşturmuş. Spoiler vermemek adına bunu açıklamak istemiyorum ancak şunu kesinlikle diyebilirim ki Jodi Picoult sevin ya da sevmeyin, bu kurgu sizi kitabın son 50-40 sayfaları arasında müthiş oranda ters köşe yapacak. Ben daha kendime gelmeye çalışıyorum. Bu
Jose Saramago.. Nobel Edebiyat Ödülü almış bir yazar. Mükemmel, vurucu, ruhunuzu yorucu, aklınızı dumura uğratan "Körlük" adlı kitabın yazarı. Tüm o yazılanların görüntülere aktarıldığı, dolayısıyla fotoğraf kareleri olarak neredeyse tamamı beynimde depolanan aynı isimli filmini izledikten sonra hayatımdaki şeyler eskisi gibi kalmadı,
Kitapta yasama, hükümet ve halk incelenmiş. Yasama ile yürütmenin fonksiyonları en temel anlamda incelenmiş. Yazar temsili demokrasiye tamamen karşı çıkmış. Ona göre halk temsilci, vekil seçtiği zaman köle durumuna düşer. Yunan şehir devletlerinde olduğu gibi halkın direk yasamaya katılması gerektiğini savunuyor. Tabi yazarın yaşadığı 18. yy’da sanayi ile beraber nüfus patlaması olduğundan bu imkansız olsa da aslında günümüz dünyasında teknoloji geliştiğinden bu pek de imkansız gibi durmuyor.
Yazar hükümetin sadece görevli bir memur olduğunu düşünüyor. Yargının ise yasama ve anayasadan tamamen bağımsız bir organ olması gerektiğini düşünüyor.
Devletlerin yapısı, ömrü, işlerliği hakkında ayrı ayrı üzerinde durulabilecek bir çok tespit var. Özellikle ülkemizin rejiminin değiştirilmeye çalışıldığı bu zamanda okunması şart bir kitap.
Dili sade, fakat kavram çok fazla. Hukuk öğrenimi görmüş olmama rağmen bir çok cümleyi tekrarlayarak okumak durumunda kaldım. Tabi bu aynı zamanda öğrenimimin eksikliğine de delildir. Bir kaç sene sonra tekrar okumam gerek sanırım.
İyi okumalar dilerim.
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,1bin okunma
.
.
Şeker portakalının minik yaramaz, hüzünlü Zezé'si Güneşi Uyandıralım'da huysuz ve sinirli bir ergen olarak tekrar karşımıza çıkıyor. Ve hüzünlerini kendisiyle beraber büyütmüş bir genç olarak.
.
Bu defa yanında sevgili Şeker portakalı yok. İyi yürekli kurbağası Adam ve gerçek babası Maurice var. Tabi onlar da bir zaman sonra minik Şeker Portakalı gibi Zezé'yi hayat yolculuğunda yalnız bırakıyor. Yine hüzünleriyle başbaşa kalıyor:(
.
Zezé zengin bir aile tarafından evlat edinilir fakat bir türlü kendini bu ailenin bir bireyi olarak görmez. Aynı zamanda çok iyi bir öğrencidir. Hayatı onu hiç düşünmediği bir şekilde farklı maceralara savurur. Biraz asileşesen Zezé sırılsıklam âşıktır. Ve yüreği yine mutlulukla dolar. Dolores artık onun hayatıdır...
.
#okudumbitti :)
.
Son günlerde çok aforizma kitabı okur oldum. Gayet zevkli ve düşündürücü bir deneyim. Buna ek olarak ben de biraz aforizma yazmak istedim. İnsan yazarken eğleniyor ve beyni daha çok çalışıyor gibi aforizmaların iyi veya kötü olmasından bağımsız olarak.
☆☆☆
Dinden yeni çıkmış bir kişinin üzerinde, gribi yeni atlatmış vücudun kırgınlığı bulunur.