Nina
@krilovanina
Hiçbir şey insanın içinden gelen parıltıyı söndüremez. / Maya Angelou
427 okur puanı
Ağustos 2015 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Bundan yanıltma payı çok düşük genel bir sonuç çıkarılabilir; bir başkasının güçlenmesinden sorumlu olan kişi, aynı zamanda kendi yıkımını da hazırlamaktadır. Çünkü bu güç, ya hile ile ya da zor kullanılarak meydana getirilmiştir ve bunların her ikisi de güçlendirilenin nezdinde bu gücü sağlayanı şüpheli kılan şeylerdir.
Sayfa 40 - Şule Yayınları
İnsan, takdir, lanet
Herkesin kabul ettiği gibi insanın elindekinden daha fazlasını istemesi son derece doğaldır. İnsanoğlu, bundan başarılı olduğunda lanetlenmek yerine takdir edilir. Fakat bunu gerçekleştirecek kabiliyetten yoksun oldukları halde, her şeye rağmen, bunu elde etmeye çalışırlarsa hatalarından dolayı lanetlenmeyi hak ederler.
Sayfa 38 - Şule Yayınları
Zaman
zaman her şeyi önüne katıp sürükler ve kötülüğü ve iyiliği, biri diğerinin içinde saklanan tohumlar halinde barındırır bünyesinde.
Sayfa 36 - Şule Yayınları
Okur Takip Önerileri
Mutluluk
Sufiler, mutlulukta takılı kalmayı eksiklik saymışlar, mutluluk kavramını yaşamın temel gayesi olarak ele almayı anlamsız bulmuşlardır. Onlara göre mutluluk hallerden ancak bir haldir. O bütün hallerin gelip dayandığı en iyi ve nihai hal değildir. Ondan da geçmek, daha farklı hallere ve makamlara ulaşmak icap eder ki manevi yolculuk devam edebilsin.
Sayfa 149 - Hayykitap YayıneviKitabı yarım bıraktı
...yeniden insanlar arasına çıkmaya cesaret ettim ve dünyada bir rol oynamaya başladım. Gerçi görünürde birçok garip özellik ve garip istekler edinmek zorundaydım. Ama bunlar bir zengine yakışan şeylerdi, gerçek ortaya çıkmadığı sürece de, herkesten, param nedeliyle, saygı ile ilgi görüyordum.
Sayfa 30 - Cumhuriyet Kitapları YayınlarıKitabı okudu
Ben arkadan gidiyor ve hiç kimseyi rahatsız etmiyordum; çünkü kimsenin bana aldırış ettiği yoktu, konuklar pek neşeliydi. Cilveler, şakalar yapılıyor, bazen hafif şeylerden önemli bir tavırla, çoğu zaman da önemli şeylerden hafif bir tavırla söz ediliyor ve özellikle orada bulunmayan dostlara ve onların durumlarına ilişkin keyifli nükteler yapılıyordu. Ben orada bütün bunlardan birçoğunu anlayamayacak kadar yabancı ve böyle bilmecelerle uğraşamayacak kadar dertli ve kendi içime çekilmiştim.
Sayfa 10 - Cumhuriyet Kitapları YayınlarıKitabı okudu
...daha dün öğleden sonra iç huzuru yerindeyken yürüyüşe çıkmıştı, karsız bir yolda, çocuklar uzaktan el sallamıştı ona; yalnız yaşayan bir erkek her zaman göze batardı, tarladaki tek ağaç gibi. Yürüyüş yaparken biriyle karşılaşsa bu durumu nahoş bulurdu, tıpkı aklından ne geçtiğini öğrenmek isteyen bu soruyu bulduğu gibi.
Sayfa 32 - Can yayıneviKitabı okudu
...kadın ile erkek arasındaki arkadaşlığın trajik özü tam da burada yatıyor, gerçekleşmemiş şeylerin güzelliğinde.
Sayfa 94 - Can yayıneviKitabı okudu
<Araba sahibi kadın, fincanını aşağı indirdi. Küçük bir deneme sürüşü yapılabilir diye düşünmüştüm. Deneme sürüşü - Reither fincanını yeniden doldurdu - deneme sürüşü ancak araba alınırken yapılır ama benim arabaya ihtiyacım yok. Aynı zamanda gezintiye de çıkılabilir, yarın Achensee'ye mesela. Hele de insan biraz çılgınsa, hemen çıkılır. Belki biraz deli olmak bile yeterlidir, ne de olsa birazdan yarın, duyuyor musunuz? >< Gün zamansal olarak yalnızca takvimde başlamış olsa bile bugün hala pazar, yarın pazartesi. Ama gün başladı. Reither kahvesini yudumladı. Sonra, yarının şu an olduğunu söyleyen zamansal sahtekarlığa teslim oldu, aslında bir arabaya atlamak ve bir gezintiye çıkmak için çılgın olmaya da gerek yoktu.>
Sayfa 30 - Can yayıneviKitabı okudu
Yamacın arkasında bulunan Rietberg Mezarlığı'ndaki küçük kilisenin çanı, lüzumsuz bir sesle son bir kez çaldı, insanın öldükten sonra bile mevcudiyetini bir yerlerde sürdürmesi gerekiyorsa, bunun için oldukça mükemmel bir yerdi. Yardım edebileceğim bir şey var mı? Leonie Palm - kulağa bir giriş müziği, bir davul vuruşu gibi gelen, lüzumsuz bir sesten başka her şey olan o isim - mutfak havlusunu eline aldı, Reither de kurulasın diye yıkadığı fincanı ona uzattı,buyurun; bu sırada cezveyi suyla, filtreyi kahveyle doldurdu, iki parçayı birleştirip cezveyi ocağın üzerine koydu; insan ne yapacağını bilmiyorsa en iyisi elleri meşgul tutmaktı.
Sayfa 26 - Can yayıneviKitabı okudu
Geçmişini düşünmeyi sevmiyorum. Ama iyi kitapların çoğunda, birileri hep geçmişini düşünmez mi? Evet, ama sizin de söylediğiniz gibi: Burada bir kitabın içinde değiliz.
Sayfa 25 - Can yayıneviKitabı okudu
M. Legrandin, karşılaştığımızda, "Selam, dostlar!" diyerek yaklaşırdı bize. "Burada uzun süre kalabildiğiniz için şanslısınız; benim yarın Paris'e, küçük deliğime dönmem gerekiyor." Sonra kendine has hafif alaylı, hayal kırıklığı ifade eden, biraz dalgın gülümsemesiyle, "Evimde gereksiz eşyaların hepsi var şüphesiz. Sadece gerekli olan şey eksik: buradaki gibi kocaman bir gökyüzü parçası. Hayatınızın üstünde hep bir gökyüzü parçası bulundurmaya çalışın yavrucuğum," diye eklerdi bana dönerek.
Sayfa 151 - YKY(ePUB)Kitabı okudu
İşte, sevgili Rustan, seyahatımın hakikî sebebi bundan ibarettir. Bırak, Isfahan'da istedikleri dedikoduyu yapsınlar; sen beni, sadece dostlarımın önünde müdafaa et. Düşmanlarımın kötü niyetle yaptıkları tefsirlere aldırış bile etme! Her an onlardan gelebilecek kötülüklerin endişesi içinde yaşamaktansa, böyle daha çok mes'ut bir insanım!..
Sayfa 45 - Hüsnütabiat MatbaasıKitabı yarım bıraktı
Düşünmesini bilen biriyle yaşamanın yararı özellikle yalnızlıkta anlaşılır.
Sayfa 361 - Remzi Kitabevi
Mutluluk susuzluğu insan kalbinde hiç dinmez.
Sayfa 354 - Remzi Kitabevi