"Bir şiirlik izin versem ruhuna
gelip fincanımın kulpuna konar mısın?"
Öyleyse kendini yargılarsın, dedi kral.
Kendini yargılamak başkasını yargılamaktan daha zordur. Kendini iyi yargılamayı başarırsan, gerçek bilgeliğe eriştin demektir.
Kral ya..
Bir suç saklar gibi seviyorum seni,
Aşkımın perde arkasında
Uzun yolculuklara çıkan bir satır var
Her terkedilişinde yeniden dönersin ya
eski sevgilinin saçlarına dudaklarına
işte, geçmişle hesaplaşır gibi seviyorum seni
öyle temizim ki - hiç kir yok sefil dokunuşlarımda!
Sayfa 60
" Küçük bir kâğıt parçası...Küçücük...Soğan kabuğu büyüklüğünde bir kâğıt."
"Benim için çok değerli. IV.George büyük annemin annesinin sevgilisi idi, bu yüzden Kral sevgilisinden, kendisine gelen dana derisiyle ciltli on sekiz Richardson baskılı kitabı saklıyordu sıkı sıkı Her bir ciltte bir aşk mektubu vardı, yalnız on dördüncü kitap on dördüncü mektupla birlikte kaybolmuştu...Bu mektup en ilgi çekici olanıydı.
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış. Oldukça fakir. Ama kral bile onu kıskanırmış. Beyaz bir atı varmış herkesin dilinde olan. Kral atını alabilmek için koca bir hazine teklif etse de yaşlı adam satmaya yanaşmamış.
“Bu at, bir at değil benim için. O benim kıymetli dostum. İnsan dostunu satar mı hiç?” dermiş hep.
Bir sabah bakmışlar ki, atın
"öyleyse kendini yargılarsın, dedi kral. kendini yargılamak başkasını yargılamaktan daha zordur. kendini iyi yargılamayı başarırsan, gerçek bilgeliğe eriştin demektir."
