Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
küfran
herkesin kulak kesildiği bir salâ oldu sonunda. unuturum diye düşünürken mürekkep oldum ona: artık buruşuk bir çarşaf gibi dağılan yüzüne bakınca duydum ancak: anneler erken, ölümlerine yakın sevilir babalar.
Kemal Varol
Kemal Varol
Reklam
HAZRET-İ SÜLEYMAN VE KARINCA
Süleyman Aleyhisselâm, bir gün ordusu ile karınca vâdîsine gelmişti. Bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza giriniz. Süleyman Aleyhisselâm ve ordusu, sizi -bilmeyerek- (ezip) kırmasın!” demişti. Süleyman Aleyhisselâm, karıncanın söylediğini işitince onu yanına getirtti ve: “Sen niçin zulmedeceğimi zannedip karıncaları sakındırdın? Benim
Öyle görmemişler ki, ya da o kadar sonradan görmeler ki, çocuklarının oyuncak arabalarına bile özel şoför tutuyorlar. Her nimet kendi 'kültürü'yle varlığa gelir; kültürü varsa şükrân-i ni'mete yoksa kibir-ile küfrân-i ni'mete neden olur. Hatta kibir, bizâtihi, küfrân-i ni'mettir.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Öyle görmemişler ki, ya da o kadar sonradan görmeler ki, çocuklarının oyuncak arabalarına bile özel şoför tutuyorlar. Her nimet kendi 'kültürü'yle varlığa gelir; kültürü varsa şükrân-i ni'mete yoksa kibir-ile küfrân-i ni'mete neden olur. Hatta kibir, bizâtihi, küfrân-i ni'mettir.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Hududsuz şükürler, nihayetsiz senalar olsun o Zât-ı Zülcelal'e ki; bizleri cehl-i mutlak derelerinden, isyan ve küfran bataklıklarından lütf u keremiyle çıkarıp, gözleri kamaştıran en parlak bir nura talebe etmiştir. Tarihçe-i Hayat - 484
Reklam
küfran
Her baba aslında bir imâdır oğluna.
İMÂM EBÛ YÛSUF’UN NASİHATLERİ
Abbâsî halifesi Harun Reşîd (rah.), zulme düşmemek için başkâdısı olan İmâm Ebû Yûsuf (rah.) Hazretlerinden, öşür gibi, halktan toplanan mallar hakkındaki dînî esasları beyan eden bir kitap yazmasını istemişti. O da Kitâbü’l-Harâc ismindeki eseri kaleme almıştır. Bu eserin baş tarafında, halifeye bazı nasihatlerde bulunmuştur. Onlardan bazıları
İMÂM EBÛ YÛSUF’UN NASİHATLERİ
Abbâsî halifesi Harun Reşîd (rah.), zulme düşmemek için başkâdısı olan İmâm Ebû Yûsuf (rah.) Hazretlerinden, öşür gibi, halktan toplanan mallar hakkındaki dînî esasları beyan eden bir kitap yazmasını istemişti. O da Kitâbü’l-Harâc ismindeki eseri kaleme almıştır. Bu eserin baş tarafında, halifeye bazı nasihatlerde bulunmuştur. Onlardan bazıları
Şiir önerileri
Ahmet Arif "Terk etmedi sevdan beni" Ulus Baker "Kum Güzeli" Kemal Varol "Küfran" Yusuf Çifci " Kuşlu Yalan" Didem Madak "Ah'lar Ağacı" Tugut uyar "Dünyada"
Reklam
" çünkü yalnızlık eski kıbleydi doğu’da kendimizin kapısını çaldıkça başlayan küfrân.' '
Kemal Varol
Kemal Varol
BİR DELİNİN ALLAH'A YAZDIĞI MEKTUP
“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakim’inin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..! Ben gam (dertlilik)
Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vakıalar olan şu hadisat-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ, zemine nebatat ve hayvanat envâından giydirilen, birbiri üstünde, birbiri içinde gayet muntazam ve gayet münakkaş gömlekler, baştan aşağıya kadar gayelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gayet âli gayeler içinde kemâl-i intizamla meczup mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın, benî Âdemden, bahusus ehl-i imandan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibi HAŞİYE mevtâlûd hadisat-ı hayatiyesini, bir mülhidin neşrettiği gibi gayesiz, tesadüfî zannederek, bütün musibetzedelerin elîm zayiatını bedelsiz, hebâen mensur gösterip müthiş bir ye’se atarlar. Hem büyük bir hata, hem büyük bir zulüm ederler. Belki öyle hadiseler, bir Hakîm-i Rahîmin emriyle, ehl-i imanın fâni malını sadaka hükmüne çevirip ibkà etmektir ve küfran-ı nimetten gelen günahlara kefarettir. Nasıl ki bir gün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün ziyneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp çirkin bulur. Hâlıkın emriyle, büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah’ın emriyle ehl-i şirki Cehenneme döker; ehl-i şükre “Haydi, Cennete buyurun” der.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.