Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama öbür dünyaya vardıklarında Hz. İsa'nın onları karşısına alıp her yerde her daim söz ettiği insan sevgisinin nerede kaldığını soracağından bihaber bu cühela. Bu soruya yanıt olarak keşişin biri yüzlerce balığa mezar olmuş şiş göbeğini gösterecek, bir diğeri yüzlerce mezmur döktürecek. Diğer bir keşiş tuttuğu on binlerce oruçtan dem vuracak
Cucullus non facit monachum. (Kukuleta giymekle rahip olunmaz.)
Reklam
...birden fazla cenneti hak ettiklerine hükmederler. Ama öbür dünyaya vardıklarında Hz. İsa'nın onları karşısına alıp her yerde her daim söz ettiği insan sevgisinin nerede kaldığını soracağından bihaber bu cühela. Bu soruya yanıt olarak keşişin biri yüzlerce balığa mezar olmuş şiş göbeğini gösterecek, bir diğeri yüzlerce mezmur döktürecek. Diğer bir keşiş tuttuğu on binlerce oruçtan dem vuracak ve yemek vakti geldiğinde kantarın topuzunu kaçırıp neredeyse mide fesadına uğradığını anlatacak. Bu sınıfın müstesna bir örneği de sevap hanesine yazılması gereken ayinleri yedi gemi bir araya gelse taşıyamayacağından bahsedecek. Birisini getirecekler İsa'nın önüne, o da el pençe divan durup hayatı boyunca paraya hiç el sürmediğinden dem vuracak, tabii çift kat eldiven takarak dokundukları sayılmazsa. Birisi de öyle kirli ve koca bir kukuleta takmış olacak ki hiçbir denizci onu yanına yakıştırmayacak. Biri çıkıp on bir kere beş yıl boyunca arınmak için sunularda bulunup hep aynı yerde kaldığını, bir sünger hayatı sürdüğünü anlatacak. Sürekli ilahi okumanın ödülü olarak sesinin kısıldığını ddia edip susmayı tercih edecek olan da çıkarılacaktır İsa'nın önüne. Ama İsa bunların havalı konuşmalarına ya da bahane uydurmalarına dayanamayıp -çünkü bu lakırdının sonu gelmez- onların sözünü kesecek ve diyecek ki: "Tek kendi kuralımı tanırım ben ve sizden buna dair tek söz duyamadım".
Sayfa 86 - 87 Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Elimde bi KAFA, 100 yazıyo kapakta, başımda bi kukuleta, kafam bi dünya.
İşkence yapanlar kimler? Beş sadist, on manyak, on beş klinik vaka mı? Hayır, işkence yapanlar iyi aile babası insanlar. Memurlar mesailerini tamamladıktan sonra akşam evde çocuklarıyla birlikte televizyon seyrediyorlar. Makine onlara etkili olanın iyi olduğunu öğretiyor. İşkence gayet etkili: bilgi kopartıyor, bilinçleri dağıtıyor, korku yayıyor. Gizli ayincilerinkinine benzeri bir suç ortaklığı doğuyor ve gelişiyor. İşkence yapmayan işkenceye maruz kalır. Makine ne masumları ne de tanıkları kabul eder. Kim inkâr edebilir? Kim ellerini temiz tutabilir? Küçük dişli ilk seferin de kusar. İkinci seferde dişlerini sıkar. Üçüncüde alışır ve görevini yerine getirir. Zaman geçer ve dişlinin tekerciği makinenin dilini konuşmaya başlar: kukuleta, sopa, elektrik, denizaltı, kelepçe, aski. Makine disiplin ister. En yeteneklileri en sonunda bu işten zevk almaya başlarlar.
Sayfa 156Kitabı okudu
En perişan kafadaki en yırtık pırtık kukuleta bile bir tür önem arz ediyordu; sanki etrafına şöyle diyordu:"Şu kukuletayı takan ben, hayatta kalmanın ne zor olduğunu gayet iyi biliyorum.Peki ya sen, şu kukuletayı takan benim,senin canını ne kolay alabiceğimi biliyor musun?"
Sayfa 287
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.