_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
Sosyal medya bir tür demokratikleşme tabii. Yani bir felsefeci ile genç bir öğrencinin eşitlendiği yer.
Reklam
"Güçsüz ve kararsız karakterli uluslar, zekaca ne kadar yüksek olursa olsunlar sürekli mahkûm olagelmişlerdir. Henüz pek az uygarlaştıkları bir sırada Romalılar zekâ ve kültür açısından kendilerine göre pek yüksek bir düzeyde olan Yunanlıları kolaylıkla yenmiş ve yönetimlerinin altına almışlardı.
Sayfa 87 - Ataç Yayınları
Elit rekabet "en iyisi bende" demektir. Bunu dünyada nerede görürsün? Çoklu merkezlerde. Güç gösterisi, savaş değil. Mesela Rönesans İtalya'sı. Floransa, Siena, Roma, Venedik. Aralarında ciddi bir gerilim yok ama "en iyi ressam bende, en iyi mimar bende, en iyi heykeltıraş bende, en iyi şair bende" diyorlar. Prestiji bu sağlıyor. Peki, bu neyi geliştirir? Bilimi, teknolojiyi ve sanatı... Aynı şey Hellenistik Dönem'de Grek şehirlerinde var. Millet, Efes, Atina olumlu rekabetle sanatı geliştirir, felsefeyi geliştirir. Benim gördüğüm, Yukarı Fırat-Dicle Havzası'nda çok sayıda yerleşmede, aralarında pozitif bir rekabet var: “En iyi boncukçu bende", "en iyi zanaatkâr bende”... Belki gezgin sanatçılar dolaşıyor. Mimarın dolaştığına eminim. Nevali Çori'deki mimar ile Çayönü'ndeki aynı adam. Mimar gidip geliyor ama taş ustası gidip gelmiyor.
Sayfa 20
Çocukluğundan itibaren ailesiyle yaptığı göçler, farklı kültürlerle tanışma ve etkileşime girme imkânı doğurmuştur. Bu farklı kültürler ve dinlerle karşılaşma, bunun onda yarattığı zihinsel süreç ve bu kültürlerin içselleştirilmesi, Mevlana’nın ‘dinî zihni’nin oluşmasında etkili olmuştur. Bu dinî yapı, babasından aldığı eğitimde izleri görülen Sühreverdi (ışıkçılık-aşk mistisizmi), Budist (Belh'te), Zerdüşti, Hıristiyan, Yahudi ve Şamanist öğeler barındırmaktadır. Ayrıca Şam ve Bağdat’ta aldığı eğitim sonucu Yunan kültürü ve felsefesi, İbn Arabi’nin aşk mistisizmi, o dönem çok etkili olan İran mistisizmi (Senai ve Attar’ın etkisiyle) ve Arap mistik şairi Mütenebbi gibi şairler Mevlana’nın din anlayışını biçimlendiren öğeler olarak değerlendirilebilir.
Anıtkabir mimari özellikleri ve mimari felsefesi açısından Türk milli kültür değerlerinden kaynaklanan bir yapıdır. Köklerini Türk milli kültüründen ve evrensel değerlerden almış, yapıldığı döne min mimarlık anlayışından etkilenmiştir.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
948 öğeden 711 ile 720 arasındakiler gösteriliyor.