Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
"Gerçek savaş, fikir savaşıdır ve ben derim ki bu savaş ancak Kur'an ile kazanılır."
Nouman Ali Khan
Nouman Ali Khan
Reklam
Osmanlı'dan Sonraki Nesil
Eskiden savaş çıksa ellerinde Kur'an ile cephe de bekleyen Osmanlı gençleri varmış. Şimdi savaş çıksa cephede tikok çekerken sazan gibi avlanacak yeni nesillerimiz var.
Gazze'liler Türkiye'ye Kırgın!
Akidesini, mevhumlarını, nizamlarını Kur'ân-ı azîmüşşân'dan almayıp ta, 100 yıl önce batıdan alınan ve başına 'Türk' koyularak batı(l) sistemi dayatanların bugünkü temsilcilerinin davasını gözeten insanlar, bu dünyada zillet ahiret hayatında ise elem verici bir azabın içinende bulurlar kendilerini. Resûlullah ﷺ şöyle
Hz. Aişe Efendimiz ile kaç yaşında evlendi? (Kadir Mısıroğlu) "Cahiliye Arapları kız çocuklarının yaşını bulûğdan sonra saymaya başlarlardı. Bulûğdan sonra bir sene geçtimi bir yaşında, iki sene geçtimi iki yaşında gibi. Hz. Aişe ilk kaynaklara göre Hz. Peygamberle evlendiğinde 8 yaşındadır. Bunu İslam düşmanları zannediyorlar ki bu Hz.
❛❛ MESCİD🌷 Sözlükte "secde edilen yer" anlamına gelen mescid, Müslümanların mabetlerine verilen bir isim olup, cami kelimesi ile eş anlamdadır. Kur'ân'da mescid kelimesi, çoğul şekli olan mesâcid ile birlikte 28 defa geçmiştir. Türkiye'de küçük mabetlere mescid, büyüklerine cami denilmektedir. Yeryüzünde ilk yapılan
Reklam
Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır. Mealli Kur'an
Kadir gecesi duası
Abdülaziz Kıranşal
Abdülaziz Kıranşal
Allahım! Efendimiz’in (s.a.s) “Size iki emanet bırakıyorum onlara sarıldığınız müddetçe asla sapmazsınız, Bunlar, Allah’ın kitabı ve Rasûl’ünün sünnetidir.” (Muvatta) uyarısına rağmen bu emanetlere hakkıyla sahip çıkamadık. Hayatımızı, bu gecede nazil ettiğin Kur’an’a göre tanzim edemedik. Fransız laiklik hukukuna göre yönetilen, Alman
Kadir Gecesi Duası 🌙🌹 Allahım! Efendimiz’in (s.a.s) “Size iki emanet bırakıyorum onlara sarıldığınız müddetçe asla sapmazsınız, Bunlar, Allah’ın kitabı ve Rasûl’ünün sünnetidir.” (Muvatta) uyarısına rağmen bu emanetlere hakkıyla sahip çıkamadık. Allahım! Sen bizi bağışla! Kur’an ve sünnet merkezli, Yeni Bir Dünyayı inşa edebilmemiz için gerekli
Daha sonra şöyle denilir: Acaba pişmanlık acısını hiç tattınız mı? Hiç kimse yoktur ki bir ahlaksızlık yapsın da daha sonra bunun acısını tatmamış olsun. Adam gıybet eder, gıybet ettiği esnada hararetlidir, savaş esnasındaki bir insan gibi. Savaş esnasında o kadar hararetlidir ki vücudu yaralarla dolu olduğu halde bunu hissetmez. Fakat savaş bitip de durum normale döndüğünde yaraları yeni yeni hissetmeye başlar. İşte insan bir heyecanın sıcaklığı anında gıybet eder, tıpkı Kur'an'ın tabiriyle "kardeşinin ölü etini" yiyen aç bir insanın lezzet aldığı gibi lezzet alır. Ama bu durum geçince kendisinden nefret edecek bir duruma gelir, kendinden nefret ettiğini hisseder, kendisini parçalamak ister, kendisini ayıplar ve serzenişte bulunur. Bugün buna "vicdan azabı" denilmektedir. Bu, apaçık bir gercektir. Ahlak Felsefesi Murtaza Mutahhari
Reklam
Hz. Adem döneminde kadın ve erkek olarak iki tür olan insanoğlu, Hz. Nuh'tan sonra çok çeşitli uluslara ve kavimlere ayrılmış oldu. Sayıları çoğalan insanlar, belli bölgeleri mesken edinip bugünkünden farksız bir biçimde ortak yaşam ve kitle yönetimi, yasama ve adalet, gelir ve vergilendirme, rekabet ve savaş gibi konuları kendilerince çözüp, başarılı şehir devletleri kurdular. Allah, Tufan'dan sonra yeryüzüne yayılan topluluklara birer peygamber gönderdi." Bu peygamberlerin bir kısmı Kur'ân-ı Kerim'de yer almıştır. Hz. Nuh sonrası örnek olarak sunulan Peygamberlerden ikisi de Hz. Hûd ve Hz. Salih'tir. Hz. Hûd, Ad kavmine, Hz. Sâlih de Ad kavmi helak olduktan sonra ortaya çıkan Semûd kavmine gönderilmiştir. Son kitabın indiği Hicaz bölgesinin güneyinden ve kuzeyinden iki misal veren Allah-u Teâlâ, vahyin ilk muhataplarına önce ilk insanı, sonra ilk isyanı anlattıktan sonra üçüncü olarak, meseleyi zaman ve zemin bakımından kendilerinden çok uzak görmemeleri için, bu iki yakın örneği vermiştir. Birbiri ardına gelen ve kendilerinden daha güçlü bir yapının olmadığını düşünen bu toplumların ilerlemeci ve tarihin son örneği oldukları yanılgısı bu misallerle bertaraf edilmiştir. Kendilerinden önce gelen ve onlardan daha güçlü olan toplumların helak olmaları onlara hatırlatılmıştır. [Sorularla İslam'ın Kısa Tarihi kitabından]
Vuslatın tatlılığını aklına getir ki, mücadelenin acılığı gitsin..
Arifler meclîsine varınca sordum; - Neden bâzen basit olduğunu zannettiğimiz bir günaha düşünce, hayatımızı tamamen değiştirir?.. « Her günah bir yaradır.. Ve nice yaralar vardır ki, kişiyi ölüme götürür.. Eğer kalbe dünyanın dertlerini ve ağırlıklarını yüklersen ve kalbinin gücü ve hayatı olan zikrinde ve ibâdetinde ihmâlkâr davranırsan, aynı
Bir Fikir
İnsanları vahyin aydınlığından küfür ve şirkin karanlıklarına çağıran her kurum tağuti bir kurumdur. İsminin din, diyanet gibi İslami çağrışımlar yapıyor olması bu gerçeği değiştirmez. Bilindiği gibi Türkiye Diyaneti, bir Cumhuriyet projesidir. Kur'ân, Arapça, ezan, medrese eğitimi va hatta İslami kıyafetler gibi, İslam'ı andıran ne varsa hepsinin yasaklandığı bir ortamda Cumhuriyet kadrolarının Diyanet teşkilatını kurması gerçekten düşündürücüdür. İslami olan her şeye savaş açmış bir zihniyet, ne diye dinî bir teşkilat kurar? Laiklik temelleri üzerine kurulu bir sistem, din ile devleti ayırmak yerine nasıl olur da devlete bağlı bir din teşkilatı kurar? İsterseniz bu soruya biz değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadrosu ve Diyanet cevap versin: Atatürk'e danışmanlık yapmış olan Ahmet Hamdi Başar, "Atatürkle üç ay ve 1930'dan sonra Türkiye" adlı kitabının 47. Sayfasında der ki: "Bizde dini, cemiyetin (toplumun) dışına atmak değil, bilakis inkılabın emrine vererek yaşatmak lazımdır. Camileri yıkıp, terk edip onların yerine halkevleri yapmak suretiyle hedefimize varamayız. Her zaman camide toplanan halka, oradan sesimizi duyurmak, oraları modern halkevleri hâline koymak; din sınıfını (âlimleri) ortadan kaldırmak, herkesi din ve dünya namına konuşturmak mümkündür." Demek ki neymiş; amaç, dini devletin hizmetine vermek ve camileri halkevi gibi propaganda için kullanmakmış.
Cüz Cüz Kur'an-ı Kerim'i tanıyalım - 4. Cüz
📖Dördüncü Cüz📖 📍Âl-i İmrân Sûresinden Dördüncü Cüzde Bulunan Bazı Ayetler📍 ✏️109 ile 115. âyetler arasında müminlerin insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olduğu belirtilmiş ve ehli kitabın Müslümanlara zarar vermeye çalıştıkları anlatılmıştır. Ayrıca ehli kitap içerisinde günah işlemekten sakınan kimselerin de olduğundan
523 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.