Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Anasayfa Iq En İyi Şiirler: Türk Edebiyatından Herkesin En Az Bir Kez Okuması Gereken 25 Şiir 18.05.2016 taner-bayram Onedio Üyesi
Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa. İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse. Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır; Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa. Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten; Delice ya da uslu düşlerle beslenikse. Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse. Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
Reklam
BULGUR PİLAVI,JUMBO KARİDES,ENERGY DRİNK!BEN KÖYÜMÜ ÖZLEDİM!
KİTAPLARI KENDİNE UYARLAYAMIYORSAN,KENDİNİ KİTAPLARA UYARLA ;) Şehrimizin(Köyümüzün) Kont ve Kontes'i (Muhtar Hüseyinle,Karısı Fadime) her yıl olduğu gibi,büyük hasat'tan (Ekinler Kalkınca) sonra,şehirdeki Şatolarında (Muhtar Odası) çok büyük bir ziyafet verirlerdi. Ziyafer masasında (Yer Sofrası) bir eksik kuş sütü olurdu.Siyah Havyar'dan(Kara mercimek salatası derler bizim orda) tutunda en pahalı şampanyalara (bildiğin şerbet-şıra-ayran üçlüsü işte) kadar herşey sıralanırdı. Şehrimizin önde gelen Asilleri(İhtiyarlar ve Karıları) dans eder (Halay anam halay çeker) bütün gece boyunca delice eğlenirlerdi. Çevre şehirlerdende(Köylerden)Asiller gelip kutlamalara katılırlardı. Şatoda eğlenceler tüm hızıyla devam ederken Kontlar-Kontesler,Baronlar-baronesler şehrin o yıki garip olaylarını ve gelişmelerini (samanlık dedikoduları,kimin kızı kimin oğluna yanaşmış,kimin oğlu kimin kızının peşinde dolaşmış) değerlendirirlerdi. Ziyafet sonrasında o büyük şık arabalarına (At arabası heyecanlanmayın yaa) gururla kurulur ve kendi şatolarına (Köy Damı) yola koyulurlardı. Şehrin Güvenliği parlak zırhları içindeki atlı süvariler (Jandarma) tarafından sağlanırdı.Süvarilerin Garnizonu (Karakol) buz gibi suları,gürül gürül akan büyük bir nehrin (Köy Çeşmesi) yanındaydı. AHHH!Bulgur Pilavı,Jumbo Karides,Energy Drink! Köyüm Geldi Aklıma!
BEYAZ GÜVERCİNLER Boy aynasında döne döne; Arap Şükrü alır boyunun ölçüsünü, boyun büker.  Dar paçalı, ince kemerli, belden sık köprülü bi acayip pantolon giyer. Şalvar tipi baktığınızda zira şalı var, şanı da… Karşı dükkândan çıkan ve annesinin terliğinden kaçan Çilli Mustafa; Çıktıkça kuş konmaz ağaçlarına, Düştüğünde toprağa,  Filizlenince, hercai menekşe, mor sümbül,  Küstüğünde mavi ladin! Ele avuca sığmaz, sarıpapatyanın beyazı…  (Kimseler bilmesin ama sarıpapatyanın beyazında şiirin bütün sırrı…) Bilmez ki, Arap Şükrü; “Hayallerin yürek odası hep iki kişiliktir, Umut aynası, sevenlerin yürek oyası… Ve Kuşkonmaz bitmez; pencerelerinin pervazlarında…" Bunu en iyi, "beyaz güvercinler" bilir… N.K.(Feryad-ı naz)
BEYAZ GÜVERCİNLER
Boy aynasında döne döne; Arap Şükrü alır boyunun ölçüsünü, boyun büker.  Dar paçalı, ince kemerli, belden sık köprülü bi acayip pantolon giyer. Şalvar tipi baktığınızda zira şalı var, şanı da… Karşı dükkândan çıkan ve annesinin terliğinden kaçan Çilli Mustafa; Çıktıkça kuş konmaz ağaçlarına, Düştüğünde toprağa,  Filizlenince, hercai menekşe, mor sümbül,  Küstüğünde mavi ladin! Ele avuca sığmaz, sarıpapatyanın beyazı…  (Kimseler bilmesin ama sarıpapatyanın beyazında şiirin bütün sırrı…) Bilmez ki, Arap Şükrü; “Hayallerin yürek odası hep iki kişiliktir, Umut aynası, sevenlerin yürek oyası… Ve Kuşkonmaz bitmez; pencerelerinin pervazlarında…" Bunu en iyi, "beyaz güvercinler" bilir…
Yunus Emre,,
Geldi geçdi ömrüm benim Şol yel esip geçmiş, gibi. Hala bana şöyle gelir: Bir göz yumub açmış gibi. İşbu söze hak tanıkdır Bu can gövdeye konukdur Bir an ola çıka gide Kafesden kuş uçmuş gibi...
Reklam
ölümü ölümlü bir kuş nasıl taşırsa öyle taşırdı Nermin. Her an vurulup düşecek gibi. Belki de uçup kurtulacak gibi. Kısa bir ömür daha anlamlı gelirdi.
''Bu fani güzergahta ebedi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi ebedi olmaya layık değil midir?''
"Bu fani güzergâhta ebedi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi ebedi olmaya layık değil midir? "
Sayfa 45 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu
İZM ÜSTÜNE
"Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa. İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse. Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır; Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa. Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten; Delice ya da uslu düşlerle beslenikse. Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse. Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse." Özdemir Asaf
Reklam
Bu fani güzergahta edebi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi edebi olmaya layık değil midir?
İnsan zor bir ulusdur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş-bakışı gözlere,
Geri122
344 öğeden 331 ile 344 arasındakiler gösteriliyor.