Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Letuftehanne'l Konstantaryyetu feleni'mel-emirü emirande leni' me'l-cayşa zálik'l-ceyş. Türkçesi: Konstantiniye elbette fetholunacaktır! Onun (fethin) komutanı ne güzel komutan ve o asker ne güzel askerdir!
En önde Osmanlı sancağını taşıyan ve dev gibi bir adam olan Ulubatlı Hasan ile çevresindeki otuz kadar yeniçeri vardı. Hasan başını kalkanıyla örterek mevzilere ulaşmayı başardı, sendeleyen savunmacıları geriletti ve tepeye çıktı. Elinde sancakla, Yeniçerilerin hızla oraya gelmesi için ilham oluşturarak kısa bir zaman orada tutundu. Bu Osmanlı morali için belirleyici, tüyler ürpertici bir görüntüydü; dev yeniçeri sonunda İslam'ın bayrağını Hıristiyan kentine dikmiş, ulus yaratacak kadar büyük bir efsanede yerini almıştı.
Reklam
Arapların,Persleri,Romalıların ve de Ruslarin topraklarında kılıç Türklerin elindedir ve onların kılıcının korkusu insanların yüreğine kök satmıştır.
Roma imparatorluğunun tahtı Kostantinopolis'tir. Ve her kim ki Romalıların imparatoru olur öyle kalır aynı zamanda tüm dünyanın imparatorudur.
Tanıdık Geldi
Ne tuhaf, sen de Allah'ın bir kulusun, ama dünya hayatındaki davranışların sorgulanamıyor. Hataların, insanların hayatını doğrudan etkiliyor ama yine de doğruların övülürken, yanlışların sanki doğal bir afetmişçesine doğrudan Yaratıcı'dan gelmiş kabul ediliyor. Senin payın aradan çıkarılıveriyor. Doğrularının tek hâkimi sen, yanlışlarının tek suçlusu ise Yaratıcı oluyor halkın gözünde.
Bana bak çocuk, beni iyi dinle... Seni taşıyamam anladın mı? Seni bırakırım, yemin ediyorum bırakırım seni; içim kan ağlar ama yine de yaparım bunu, çünkü bana senden daha fazla ihtiyacı olan insanlar var...
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
İlla ki bir şeylere takılır kalırsın öyle değil mi çocuk? Kırk tilki dolaşır o koca kafanda, ama kırkının da kuyruğu birbirine değmez.
"Gidin" demiştin, "gidin ve imparatorunuza, bu hükümdarın daha öncekiler gibi olmadığını söyleyin. Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere, onun hayalleri bile erişemez"
288 syf.
1/10 puan verdi
Kitap benim açımdan tam anlamıyla bir felaket. Yazar fetihten ziyade, Bizanslıların özellikle İtalyanların nasıl sözüm ona “kahramanca” direndiğini anlatmış. Öyle ki eğer ki yazarın ismini okumasam, yayınevine bakmasam karşı taraftan bir yazar tarafından yazıldığını kitabın bir çeviri romanı olduğunu düşünürdüm. Aslında kitaba başlamadan önce
Kuşatma - 1453
Kuşatma - 1453Okay Tiryakioğlu · Timaş Yayınları · 20151,317 okunma
Fatih Sultan Mehmet:
Ama endişeniz olmasın Sayın Grosics, ben işaret edildiği gibi tiran olma yolunda bir zalim değilim, sebepsiz yere kimsenin canını yakmam. Hem, alea iacta est “zarlar atıldı.”
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
“Kimse aradığım yollarda Kimsesizlik kimsem oldu.” Avni
Sayfa 134Kitabı okudu
364 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap üzerine
Öncelikle şunu belirtmeliyim kitabı elime aldığımda ilk dikkatimi çeken kısım yazarı oldu . Tarihimizi farklı bir milletten nasıl dinleriz diye merakla . Kitabı genel olarak beğendim diyebilirim . Özellikle direkt fetih ile başlamamış kuşatmadan öncesi hatta bayağı öncesine değinmiş. Biraz Bizans’tan biraz da Osmanlı dan bahsetmiş bu kısım hoşuma gitti. Kuşatma sırası Bizans’ın nasıl direndiğinden Osmanlı’nın nasıl hazırlıkları olduğundan bahsetmiş. Yani elinden geldiğinde tarafsız olmaya çalışmış yorum çok katmamaya çalışmış . Ama kitabın son kesimi biraz ilgimi düşürdü diyebilirim. Osmanlı Konstantinopolis’i fethedip oraya girdikten sonraki kısım bana biraz abartı geldi. Tabii ki aralarında doğruluk payı olan vardır ama bu da değildir ama ya dediğim kısımlar da oldu. Tabii ki kişiden kişiye değişen yorumlar da olabilir bu benim yorumum . Tarihi tek bir taraftan değil de ister iyi ister kötü anlatılmış olsun bir çok yönden farklı insanlardan okumak gerektiğini düşünüyorum. Okuyacaklara keyifli okumalar …
Son Büyük Kuşatma 1453
Son Büyük Kuşatma 1453Roger Crowley · April Yayıncılık · 2012208 okunma
Fransız gezgini Bertrandon de la Brocquierr 1430’larda gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Çalışkan, erken kalkmayı seven, azla kanaat eden insanlardır(…) Nerede uyuduklarına aldırış etmez genellikle yere uzanıverirler(…)Atları hastır, masrafsızdır, dörtnala iyi kalkar, uzun süre koşar . Askerlerin üstlerine itaatleri sınırsızdır; bir işaret verildiğinde ilerleyişe önderlik edecek olanlar usulca harekete geçer, diğerleri onu aynı sessizlikle izler ; (…) 10.000 Türk öyle bir harekatta Hristiyan ordularındaki 100 adamdan daha az gürültü çıkartır. Çeşitli deneyimlerime dayanarak Türkleri her zaman açık sözlü ve sadık, cesaret gösterme gereği doğduğunda bunda asla geri kalmayan insanlar olarak gördüğümü söylemem gerek. “
Osmanlı askeri gücünün temelinde, barutlu silahların geliştirilmesi ve yaygın bir şekilde kullanılması yatıyordu. Fatih daha 1453'te Konstantinopolis'in surlarında gedik açmak için devasa kuşatma topları kullanmıştı. Onun ardından gelen yıllarda Osmanlılar, özel ihtiyaçlarına uygun top teknolojisi uyarlamışlar, özellikle de uzak savaş alanlarına arabalar üzerinde nakledilebilen hafif sahra topları geliştirmişlerdi. Bu silahlar piyadeleri hala çoğunlukla mızraklarla savaşan Avrupa'nın feodal ordularına karşı yıkıcı bir etkiyle kullanılmaktaydı. Osmanlılar buna ek olarak, kendi piyadeleri olan Yeniçerileri ateşli silahlarla öylesine donatmışlardı ki, 16. yüzyılda orduları dünyanın diğer bütün ordularından daha çok silaha sahip olacaktı. Bu teknik üstünlükler Osmanlıların hem Avrupa hem de Ortadoğu ordularını defalarca yenmelerini sağladı.
Sayfa 45 - Agora KitaplığıKitabı okudu
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Eyüp Sultan romanı.. Divan Edebiyatını sevdiren adam olarak tanınan çağdaş yazarlarımızdan İskender Pala, 2014 yılında yayımlanan 'Mihmandar' isimli romanında, kutlu zamanlarda Nebî'nin mihmândarı, ahir zamanda ise İstanbul'un mihmânı olan Ebu Eyyûb el- Ensarî'nin Medine'den İstanbul'a uzanan
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala · Kapı Yayınları · 202011,7bin okunma
737 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.