Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Memleket dışında kaldığımız bu uzun süre içinde hayli gezdik... Sosyalist ülkelerin hemen de hepsini gezdik. Buralarda sosyalizmin nasıl uygulandığını gördük ve yaşadık. Avusturya ve İsveç'te sosyal-demokrat rejimin iyi ve kötü yanlarını gördük ve yaşadık. Sonra Avrupa ve Amerika'yı dolaştık ve kapitalizmin çeşitli örneklerine tanık olduk. Böylece birçok şey gördük ve pek çok şey öğrendik. Ve şu kanıya vardık: Bir ülkeyi tanımak için o ülkede uzun bir süre yaşamak gerek. O ülke halklarının yaşantısına katılıp dert ve kederlerine sevinç ve mutluluklarına katılmadıkça gerçeği görmek olanağı yoktur. Bir ülkeyi kitaptan öğrenmek insanı her vakit aldatır. Bir turist gibi ayak üstü yapılan ziyaretlerle bir ülke üstüne doğru dürüst bir fikir elde edilemez. Kuşbakışı bir gezi, bir ülke üstüne yargıya varmak için yeterli değildir. Onun içindir ki gazetecilerimizin çoğu şöyle bir gezip gördükleri ülkeler üstüne sütunlarla yazdıkları yazılarda çok kez yanlış yargılara varmışlardır. İlk bakışta parlak görünen şeylerin altında yatan gerçeği görememişlerdir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Birçok Türk öğrencinin başına gelmiştir ancak gene de an latmadan duramayacağım. Georgetown'daki ilk dönemimde her derste her hafta bir kitap okutulmasına çok şaşırmıştım. Asis­tanlık görevleri, ödevler, kaynak taraması ve sınav okumaları ile altından kalkması güç bir yük oluşturuyordu bu. Ta ki kimsenin aslında bazen çok spesifik konular üzerine eğilen bu kitapları baştan sona okumadığını, derste tartışmak üzere problematik ve argümanlarını anlayacak biçimde göz gezdirmenin yeterli oldu­ ğunu fark edene kadar. Hakikaten de iyi yazılmış bir monografın giriş ve sonuç kısımlarının yanı sıra, aradaki bölümlerin başında ve sonunda argümanların özetlendiği yerleri okumak yeterli olabilir. Eğer direkt araştırma konunuzla alakalı değilse bu tip bir okuma birçok değişik alanda literatürde ne olup bit­tiğini anlamanıza, sahaya kuşbakışı bir bakış atmanıza imkan sağlayacaktır. Başka bir deyişle bir Akdeniz tarihçisinin Patagon­ ya'daki yerlilerin hükümet tarafından hangi zorlamalara maruz bırakıldığını ya da Amerika'daki bizonların neslinin nasıl tüken­ diğini tüm ayrıntılarıyla bilmesi gerekmeyebilir. Gene İç Asya steplerindeki boyların birbirleriyle ve Çin'le giriştiği sayısız mü­ cadele, Trent Konsili'nde ilahiyatçılar arasında geçen tartışmalar, Mançuların askeri ve siyasi gücünün temeli "sancak sistemi" ya da Büyük Petro'nun maketlerle yaptırdığı savaş oyunları üzerine her detaya hakim olmasına da gerek yoktur. Ana argümanı an­laması işini görecektir.
Reklam
İSLÂM'DA TAKLİD MESELESİ...
Ebubekir Sifil
Ebubekir Sifil
hocanın kaleminden (İnkişâf Dergisi, Ekim 2009) enfes bir yazı: - Modern zamanların modası hiç geçmeyen temel tartışma konularından birisi taklid meselesi. Kimilerinin, "bilgi çağı"na yakıştıramadığı için –kıvırcık saçlarını düzleştirmek uğruna kendisine en olmaz işkenceleri reva gören zenciler misali– "kendinden
576 syf.
·
Puan vermedi
Kitap masonluğun İskoçya'dan Hindistan'a, Hindistan'dan Amerika'ya, Amerika'dan İtalya'ya kadar izlerini sürüyor ve mason kardeşliğinin görünür tarihini objektif bir şekilde okuyucuya aktarmaya çalışıyor. Yazar mason tarihindeki ırkçılık, cinsiyetçilik, görünür suç ve siyasi ilişkilere dair soru işaretlerini cömert şekilde satırlarına taşırken masonluğa dair komplo teorilerini alaycı bir üslupla itibarsızlaştırıyor. Bunu kitabın yazarı John Dickie'n de bir mason olmasına yorabiliriz. Bu aklama çabası yerine, ritüellere ve locanın yaslandığı mitolojik bağlama daha fazla değinilebilirdi. Fakat burada da ortodoks yapıların gizliliği prensibi bizi bundan mahrum bırakıyor. Felsefi, düşünsel ve mitolojik açıdan doyurucu gelmese de hür masonluk tarihini kuşbakışı incelemek eğlenceliydi.
Kardeşlik
Kardeşlik
Kardeşlik
KardeşlikJohn Dickie · Kronik Kitap · 202324 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hikâyemiz, içlerinde kahramanımız ve anlatıcımız Charles Marlow’un da bulunduğu bir grup arkadaşın Thames Nehri üzerinde bir gemide buluşmalarıyla başlıyor. Gemide bulunanlardan birinin küçük yaştaki oğluna “büyüyünce ne yapmak istediği” sorulduğunda çocuk önündeki coğrafya atlasında bir bölgeyi (Afrika’yı) parmağıyla göstererek oraya gitmek
Karanlığın Yüreği (Çizgi Roman)
Karanlığın Yüreği (Çizgi Roman)Joseph Conrad · Alfa Yayınları · 202220 okunma
Bugünkü Garp ahlakının temeli, üstünde binbir ahlak davasının karıncalanmasına rağmen sadece ve daima Hristiyanlıktır; ve Garpta hiçbir inkılap hareketi bu ahlakın kökünü baltalayanmamıştır. Bizim ahlakımızsa, baştan başa müstesna bir ahlak manzumesinden ibaret Müslümanlık ahlakıdır ki, eski Çağlar da ham ve kaba softa, bu ahlakın saf ve halis iman cephesini kurutmuş; yeni Çağlarda da Avrupalıya körükörüne hayran (modern) inkar yobazı bu ahlakın öz kaynağını yıkmış; inkılap dedikleri de kendi içinden yeni bir ahlak telakkisi getirmeyince, bugünkü ahlak faciamız doğmuştur. Bütün vatana kuşbakışı gören bir dağın tepesine çıkıp bütün vatanı fıkırdatacak bir sesle Haykırınız; “Bizim son 50 yıldan beri ahlak telakkimiz nedir? Varsa, tarifinden vazgeçtik, yalnız adını öğrenmek istiyoruz; yoksa, mevcut olmadığının tespitini!…” Böyle bir suale, yeryüzünde bizden başka cevap verememek mevkiinde tek bir millet yoktur. Bütün Avrupa ve Amerika, filozoflarının fert ve nazariye ahlakı bir tarafa, cemiyet ve ameliye ahlakıyla Hristiyanlık ahlakına bağlıdır.
Reklam
592 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bu yazarların başka kitapları yok sanırım, kitabın iki yazarı var ve onlar hakkında internetten bir arastirma yaptığımda yalnizca bu kitapla ilgili bilgi çıkıyor. Yazarları araştırdım çünkü kitap sonlarına doğru Ruslara övgüler, Türklere ise yergiler var. Enteresan bir şekilde tarafsiz olarak insanların dünyada var olduklarının tahmin edildiği
İnsan Nasıl İnsan Oldu
İnsan Nasıl İnsan OlduM. İlin · Say Yayınları · 2016895 okunma
Kuşbakışı Amerika
Bu kartalların Amerika'nın simgesi olmaları doğal. Girişimci, atik, gözüpek ve acımasız yaratıklar çünkü.
Kuşbakışı Amerika
Amerika denilen ülkenin müthiş bir eritme kapasitesi var. Geleni, yetenekli biriyse, kendi değer sistemi içinde eritiyor resmen.
Nazca Çizgileri Neydi?
1926 Eylülünde, iki arkeolog Peru'nun güneybatısında, Nazca kasabası yakınlarındaki kayalık yamaçlara tırmandı. Perulu Toribio Mejia ve Amerikalı Alfred Kroeber'in amacı yakınlardaki bir mezarlığı görmekti. Sonra, bir an için durup, aşağıdaki düz, taşlık çöle baktıklarında, gözlerine ufka doğru uzanan çok sayıda uzun, doğru çizgiler çarptı. İki