Gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi, 2018 yılında kaleme aldığı yazıda dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a bir açık mektup yayımlamış, Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştı. 2019'da hayatını kaybeden Eygi'nin mektubunun değerinin bugün de geçerliliğini koruduğunu düşünerek
Benim cefalı yârim kafamdır
Divanda düşünmek bütün safamdır
Mülkiyet benimçün büyük evhamdır
Senin olanları nideyim gayrı
Doğduğu günden beri kalbinde bir delik,
Almak için bütün sızıları içine.
Her zaman utanmıştır başkaları yerine.
"Hayır. Tabii bu konuda dikkatli davranmamız gerekiyordu. Durumun dışarıya sızmasına izin veremezdik. Ama Stylptitch o sırada oradaydı. Her şeyi olmasa da bir şeyleri biliyordu. Bazı şeylerin farkındaydı. Türk meselesi yüzünden onunla birkaç kez tartışmıştık. Ya şimdi kont intikam almak için o olayı olduğu gibi günlüğe yazmışsa? Bütün dünyanın okuması için... çıkacak rezaleti bir düşünün. Bunun dünyanın öteki ucuna erişecek etkileri olur. Herkes 'Olay neden örtbas edildi,'der."
Bu yüzden, planladığım gibi bakireme nüfuz etmek yerine, meseleyi kendi ellerime almaya karar verdim. Önümde diz çöktüğünde, rüyalarımın gerçek olduğunu
hissettim. Faith'i o kadar çok istiyordum ki patlayacakmış
gibi hissediyordum. Onu yanıma almak bir hata olurdu, kendimi onun içinde kaybedeceğimi biliyordum. Aramızdaki
çekim çok yoğundu. Bir şekilde, fiziksel olmanın
ötesindeydi. Onun yüzüne bakmanın beni özgürleştireceğini, bana huzur vereceğini ya da arzumu
durduracağını umuyordum.
Tek başardığı onu daha çok istememi sağlamaktı.
İlk olarak seriyi çookkk sevdiğimi ve gerçekten gerek kurgusu gerekse konu akışıyla beni çok sürüklediğini söylemek istiyorum. Bazılarına göre aynı olaylar tekrar ediyormuș gibi görünse de bana kalırsa karakterlerin gelişimi ve konu gereği olması gereken neyse o oldu. Kurguyla ilgili tasvip etmediğim noktalar benim de oldu, fakat bunun olumlu