Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Derdin ne ? Derseniz ahanda bu !
Durum şu otellerde ekstra garsonlar vardır İş ilanında " çalışacağınız günleri ,saati siz seçin , istediğiniz zaman çalışın " diye ponçik ponçik yazar ,sınırsız özgürüz wuuuhuuuuu 💃💃💃💃 Haaa her sektörde olduğu gibi bu sektörde de işçiyi işçiye ezdirirler. Ekstraların sorumlusu olan tayfa vardır( ki ben o tayfadanım ) en çok duyduğumuz
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
“Hareket etmeyenler, zincirlerin ne kadar ağır olduğunu bilemezler.”
"Kadınların, kendi kendilerini, tüm yeteneklerini (cinsel, duygusal, ahlaki, siyasi ve düşünsel alanlardaki) geliştirme hakkına sahip insanlar olarak algılamaları, erkeklerin geleneksel olarak onlara kabul ettiregeldikleri sınırlamaları reddetmeleri, yüzyıllar boyunca örflerin, yasaların, dinlerin, erkeklerce geliştirilen felsefelerin
Feminizm
FeminizmAndree Michel · İletişim Yayınları · 199389 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kıçına Tüy Takmak Seni Tavuk Yapmaz!
Tüketiyoruz; Tükettikçe TÜKENİYORUZ! Kendimden geriye, sizden ileriye, Tyler’dan sonsuza, Chuck Palahniuk’ten günümüze. Sistemi eleştiren sistemin yazarına, sistemin içinde çifte kavrulmuş benden, tersten sistemsiz bir inceleme. Dövüş Kulübü=Biz, Biz=Hiç Hiçlikte doğmuş, hiçliğe gidiyoruz. Durup bir bakıyoruz, gördüğümüz tek şey, koskoca bir
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,7bin okunma
Tom Daniel Hamilton 2 (Öykü Denemesi)
Tom Daniel Hamilton 1: #32524345 (Bu yazdığım hikâye, diğer hikâyenin devamı niteliğinde olup, bir nevi bir ara hikâyedir. Yani, A'dan B'ye geçişin evresini anlatmış gibi oldum. Eleştirilerinizi bekliyorum, sevgiler.) Tom Daniel Hamilton 2 Zilzurna sarhoştu. Issız sokakta sendeleye sendeleye yürüyor, 25 metre
Lanet olsun kapitalist sistem
Gude'a göre, sanatla reklam aynı canavarın iki ismiydi. Böylesi eskiyavari bir fikirle New York'ta zengin olacak son kişi o değil bence; ilk kişi olduğunu sanan son kişi de değil... Fakat Gude şunu çok iyi anlamıştı: insanları sanata bakmaya zorlayamazsın; ama sokağın ortasına yüz bin ampul koyduğun zaman, reklama bakmaya zorlayabilirsin. Bu fikir hoşuna gitti. Şehrin bir parçasını sahiplenmek hoşuna gitti. Bir tür fetih bu aslında. Broadway üzerine Wrigley sakızlarının reklam tabelasını koyduğu vakti hatırlıyorum. Devasaydı. Yüzlerce metreydi. Yale'deki ilk senemdi; herkes bunu konuşuyordu. İnsanları, onlara sakız sattığını söyleyerek heyecana boğuyorsun-büyük bir olay.