Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Lavoisier kanunu var: Hiçbir şey yok olamaz durup dururken.Kanun adamdan hesap sorar; nereye gitti,diye."
Sayfa 328Kitabı okudu
olmaz, olamaz! yok olamaz insan. hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız… nereye gitti hepsi? lavoisier kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Reklam
Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Avrupalılar Cabir b. Hayyan'ın kitabını 14. Asırda tercüme etmişlerdir ama, tercüme ettiklerinin ne olduğunu ancak 16. Asırda anlamışlar ve böylece Lavoisier ortaya çıkmıştır. Öbür söylediğini 17. Asırda anlamışlar, Gay Lussac Prensibi ortaya çıkmıştır. 19. Asırdaysa yer çekimi prensibini anlamışlar, böylece Newton kanunu ortaya çıkmış. Ama bunları Cabir b. Hayyan on asır önce ortaya koymuştur.
Sayfa 68 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Ümit Meriç:(...) Ben bir Batı kütüphanesinin içinde büyüdüm. Shakespeare'nin Fransızca üç ciltlik tercümesinden gravürlere bakarak hayat penceresini açtım. La Fontaine'nin Fablarını okudum, Michel Zevaco'nun Pardayan'larını, Victor Hugo'nun Sefilleri'ni okudum. Evet, ben İstanbul'dan çok, Şemsettin Sami'nin tercümesinden Paris'in sokaklarında yürüdüm, Batılı bir çocuk gibi, bir Fransız çocuğu gibi büyüdüm. İslâmi bir eğitim verilmeden çocukluk yıllarımı yaşadım. Ama Lavoisier'nin kanunu “Tabiatta hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yeniden var olmaz” esasından hareketle ben kabul edilmiş bir dua olduğuma inanıyorum. Belki de, babam tarafından dedem Müftü Hafız İdris Efendi'nin torunları için yaptığı bir dua, bende tecelli etti. İçinde yaşadığım çevre İslâmi bir çevre değildi. Ama gariptir, ortaokul çağlarımda Karacaahmetten geçerken hep üç ihlas ve bir Fatiha okurdum. On-onbir yaşındayım ama bir Müslüman çocuğun reflekslerine sahibım. Eski Üsküdarlıları seviyorum, ölmüşler, ama onları mutlu etmek istiyorum. Ya bir gün uykudan kalkar gibi hepsi topragın altından kalkarsa, o zaman ne kadar kalabalık bir yer olacak burası diye düşünüyorum.
(...) caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan… çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var… Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. (...) Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken.
Reklam
Kimya ilminin kurucusu da yine Müslümanlardır. Cabir b. Hayyan* kimyanın kurucusudur. O ilk defa atomun parçalanabileceğini söyleyen insandır, hicri ikinci asırda yaşamış büyük bir alimdir. Hemen Asr-ı Saadet'ten sonra kimya ilmine ait incelemeleriyle bilinen Cabir b. Hayyan muazzam bir insan... Atom nazariyesini ortaya koymuştur. Cabir b. Hayyan bugün bize kimya kimya derslerinde okutulan Lavoisier Prensibini (Kütlenin Korunumu Kanunu) ortaya koymuştur. Newton Prensibini ortaya koymuştur. Kaç asır önce? Avrupalılardan takriben on asır önce. Cabir b. Hayyan 8. asrın insanı. Halbuki Newton Prensibinden ancak 19. asırda Avrupa'da bahsedilmiştir. *Ebu bekir er-Razi ve İbn Sina gibi filozof ve bilginler onu üstat olarak tanımışlardır; hatta Roger Bacon bile ondan "üstatların üstadı" diye söz etmiştir.
Sayfa 58
Yer çekimi kanununu ilk bulan da yine Hayyân'dır. Ne zaman? Avrupalılardan takriben on asır önce. Câbir bin Hayyan miladi 8. asrın insanıdır. Halbuki Newton prensibinden Avrupa'da ancak 19. asırda bahsedilmiştir.Almanya'da 4 ciltlik bir kitap basıldı. O kitabın içerisinde herkes bilmeye ve görmeye başladı ki bu prensipleri hep İbn-i
İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım: koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328Kitabı okudu
Sonra aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan... çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım: koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328
Geri110
165 öğeden 151 ile 165 arasındakiler gösteriliyor.