Kuşaktan kuşağa geçen birkaç asırlık bir emek, sabır, zeka,namus, karakter, metanet, hesapçılık ve bir de çatıda leylek! Daha ne istersiniz ki, bundan daha yüce bir şey olamaz; sonra kendi bakış açılarından bütün dünyayı yargılamaya ve suçluları, yani onlardan biraz olsun farklıları cezalandırmaya başlarlar.
Şeytana uymayan melek mi kaldı? Her dersi verdin de ahlak mı kaldı? Her kuşu yedin de leylek mi kaldı? Sen benim keyfimin kâhyası mısın?...
Sayfa 169
Reklam
Nereye böyle bulut abla? Az bekle, beraber gideriz; Ben de buralı değilimdir. Mahzun durursun ağaç kardeş? Galiba şikâyet rüzgârdan! Anlaşıldı dert ortağıyız. Öyle ne daldın leylek amca? Efkârın mı var akşam akşam? O halde benden sayılırsın. Mademki hep aşina çıktık, Bir âlem yapsak mı dersiniz? Her zaman bulunmaz bu mehtap!
Sayfa 127Kitabı okudu
Büyük yalanlar, genellikle kısa cümlelerle örtbas edilir.
Sayfa 155 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Eskiler, yılan avlayan leyleğin hikâyesini anlatırlardı: Leylek, gagasında taşıdığı yılanı gökyüzünde çok yükseklere taşır ve birden bırakırdı ki düşüp omurgası dağılsın. On uçurum yüksekliğinden düşen yılanın beli kırılınca da avının üzerine rahat rahat süzülürdü. Leylek, yılanı ne kadar yükseğe çıkarırsa düşüş o kadar korkunç olur ve kemiklerini paramparça eden çarpmanın etkisi artardı.
Sayfa 119 - 119Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.