" Olumlu düşünmeyi öğrenmek ,yeni lisan öğrenmeye benzer; yabancı bir dili konuşmaya başlamak ,size ana dilinizi unutturmayacaktır."
Lisan bilmek,damarlarında dolaşan kan kadar önemlidir. Şayet gavurların dilini hakkıyla tekellüm etmeyi öğrenmezsen ve günün birinde kader rüzgarı seni onların yurduna savurursa orada hayvandan farksız olursun. "
Reklam
Bütün karışıklık olayların lâfzı ile ruhu arasında gerekli ve zorunlu bağlantıyı kurmamaktan doğuyor. Telaffuz edilen Cumhuriyet ile lisan-ı hal ile ortaya konan demokrasi arasındaki kopukluk Türkiye’deki bütün sıkıntının ve başarısızlığın kaynağıdır.
Sayfa 250 - TİYO Yayıncılık, 11. BaskıKitabı okudu
Ağaçlar ve nebatlar, umumen yaprak ve çiçek ve meyvelerinin kelimeleriyle seni takdis ve tesbih ve tahmid ettikleri gibi o kelimelerden her birisi dahi ayrıca seni takdis eder. Hususan meyvelerin bedî' bir surette, etleri çok muhtelif, sanatları çok acib, çekirdekleri çok hârika olarak yapılarak o yemek tablalarını ağaçların ellerine verip ve nebatların başlarına koyarak zîhayat misafirlerine göndermek cihetinde, lisan-ı hal olan tesbihatları, zuhurca lisan-ı kal derecesine çıkar. Bütün onlar senin mülkünde, senin kuvvet ve kudretinle, senin irade ve ihsanatınla, senin rahmet ve hikmetinle musahhardırlar ve senin her bir emrine mutîdirler.
İşte bir lisan istiyoruz ki onda o nağmeler, o renkler, o derinlikler olsun. Fırtınalarla gürlesin, dalgalarla yuvarlansın, rüzgarlarla sarsılsın, sonra müteverrim bir kızın yatağı kenarına düşsün ağlasın, bir çocuğun beşiğine eğilsin gülsün, bir gencin ümitle parlayan nazarına saklansın. Bir lisan...
Reklam
Hani bir kemanın telinde tutulamaz, anlaşılamaz, bir kural altına alınamaz nağmeler olur ki ruhu titretir...Hani gün doğmadan evvel ufuklara hafif bir renk uyumuyla dağılmış sisler okur ki üzerlerinde resmedilemez, belirsiz yansımalar uçar; bakışlara öpücükler serper... Hani bazı gözler olur ki sonsuz karanlıklarla dolu bir ufka açılmış kadar ölçülemez, nerede biteceği belli olmayan derinlikleri vardır, hissiyatı yutar... İşte bir lisan istiyoruz ki onda o nağmeler, o renkler, o derinlikler olsun.
Uyumsuz, ölçüsüz çalgılardan oluşmuş müzik korosu gibi başı sonu belli olmayan konuşmalar, çok içilmiş, çok yenmiş zamanlara mahsus bir serseri fikir ve lisan akışı.
Bir kez Allah dese aşk ile lisân, Dökülür cümle günah misli hazân. Süleyman Çelebi,Mevlid
Sayfa 94
Günümüzde de bir kısım insanlar imansızlık ve ahlaksızlık erozyonunda kaybolup giderken, onlara tatlı bir lisan ile yaklaşarak islam'ın güzelliklerini, zarafet ve nezaketini aksettirmek, her mü'min için büyük bir iman ve vicdan borcudur.
Sayfa 117 - Otto YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Lisan ki
Haniya bir kemanın telinde zapt olunamaz, anlaşılamaz, bir kaide altına alınamaz nağmeler olur ki ruhu titretir...
Kulun Allah'ı Sevmesinin Alâmetleri
Bil ki: Herkes muhabbeti iddia eder, İddialar ne kolay! Fakat mânalar ne çetindir! Binaenaleyh insan, şeytanın kan- dırmasına ve nefsin aldatmasına kanma-malıdır. Nefis ne zaman Allah'ın sevgisini iddia ederse, onu alâmetlerle de- neme-dikçe, ondan delil ve burhanlar istemedikçe ona kan- mamalıdır. Muhabbet güzel bir ağaçtır. Aslı sabit, dalları gök- lerde, meyveleri kalbte, lisan ve âzalarda belirir.
Meselâ, esbaba teşebbûs, bir dua-yı fiilidir. Esbabın içtimai, müsebbebi icad etmek için değil, belki lisan-ı hâl ile müsebbebi Cenab-1 Haktan istemek için, bir vaziyet-i marziye almaktır. Hattâ çift sürmek, hazine-i rahmet kapısı çalmaktır. Bu nevi dua-yı fiil; Cevad-ı Mutlakın isim ve ünvanına müteveccih olduğundan, kabule mazhariyeti ekseriyet-i mutlakadır.
Sade lisan, aruz veznine pek uymuyordu. Hâlbuki hece vezniyle sade lisan arasında samimi bir akrabalık vardı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.