Belki de şu noktayı açık kılmak gerek: bilmek ve istemek ayrı şeylerse, bir şeyi bilmeden ve istemeden yapmak da ayrı olmalı. İsteme ile ilgisinde düşünüldüğünde, bir şeyi istemeden yapmak mümkün değil. Yani insanlar öyle ya da böyle ister. Fakat sizin dediğiniz gibi iyi istemeye pek az insanda rastlıyoruz. Ancak Kuçuradi yalnız iyi istemenin yetersizliğini vurgular ve Camus’nün "bilgiyle aydınlanmış isteme" ifadesine şunu da ekler hatırlarsanız: "etik değer bilgisiyle aydınlanmış isteme". Dolayısıyla bilmeyi ve yapılan yanlışların bilgisizlikten ötürü yapıldığını ön plana çıkarır Kuçuradi de. Çünkü insanlar gerçekten bilseydi, başka türlü yapardı. İşte bu noktada bilme ne, belki de ona bakmak lazım. Çünkü her şeye "biliyorum" ifadesini yükleyebiliyoruz.
İnanıyorum ki, etik değerlerin neyi talep ettiğini gerçekten bilen, başka bir deyişle, gören gözlere, işiten kulaklara kavuşan, yani çevresindeki sorunlara karşı kayıtsız kalamayan, "benden sonrası tufan" demeyen bir kişi, artık görmüyor ya da duymuyor gibi yapamaz. Kemal Demirel’in eserlerinde bunun çok açık örneklerini görmek mümkün. Şöyle söyleyen kaç kişiyle karşılaştığınızı düşünün: Bu yaptığım yanlıştır, ama ben yine de yapıyorum. Aksine daha çok şuna rastlarız: Bu yaptığım (örneğin yalan söylemek) genel olarak yanlıştır, ama benim özel durumumda doğrudur. Dolayısıyla kimsenin "bile bile" yanlış yaptığı söylenemez gibi görünüyor.
Bir de Kahlo'nun alıntısındaki, "herkesin her şeyi bilerek ve isteyerek yaptığını, kendisine, nefretini diri tutmak adına hatırlatması"nın farklı bir boyutu var, bir nevi suçlama ihtiyacı. Neden böyle bir suçlama veya hatırlatmaya gerek duyulduğunu bir kenara bırakırsak, yaptığının yanlış olduğunu gerçekten bilmeyen, çünkü bilseydi başka türlü yapabilecek olan kişilerden de nefret edemeyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü onların bilmemelerinde, bu bilgiyi edinememelerinde bir hak ihlali ile karşılaşmak mümkün. Felsefeyi hor gören ve değer bilgisinden uzak yaşayan insanlarla kuşatıldığımız günümüzde, insanların eğitim hakları sıklıkla ihlal ediliyor. Felsefeyi hor görene de kızamıyorsunuz, çünkü o da felsefenin kişiye neyi sağladığını bilmiyor. Peki eğitim hakkı ihlal edildiği için yanlış bir eylemde bulunan bir kişiden nefret etmeye hakkımız var mı?