Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mavi Lotus

Mavi Lotus
@lotusblossom
Felsefeye dair attığı her adımla hayatını revize eden ve mimarlığa ‘insan’ ölçeğinde bakmayı kendine amaç edinmiş bir ”neredeyse” mimar. #14222384
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
(Bu inceleme bazı okurlar için 'spoiler' içermesi bakımından rahatsız edici olabilir.) . . . . . . . Yer, İspanya. Kıpırtısızlığın kralı olan bir vali (#140639166) ve onun için suçun ya da erdemin kendisinin değil, yalnızca yasaya uygunluğunun önemli olduğu bir yargıçın (#140640726) başında
Sıkı Yönetim
Sıkı YönetimAlbert Camus · Yankı Yayınları · 1971470 okunma
Reklam
632 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
*Bu inceleme yüksek miktarda spoiler içermektedir.* Açıkçası okumaya başlarken, Oblomov karakteri hakkında imgesiz değildim. Öncesinde yaptığım konuşmalar, karakter üzerine yoğunlaştırılmış düşünceler ve Rus literatürüne iz bırakmış olan "oblomovluk“ deyimi bana bir hayli ipucu vermişti ne okuyacağım ile ilgili. Fakat Oblomov'un görebilecek
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Ön oyunda, ozanın kim ve işinin ne olduğunu açıkça ortaya koyan Goethe, tariflediği ozan kimliğine bürünerek, bilmeye sevdalı bir doktor karakteri çizer okuyucusuna, kulağına ise Faust ismini fısıldar. Onun duyumsaması ve kavrayışı, benzerleri olan, başka bir deyişle, çevresinde bulunan insanlardan çekip ayırır kendisini; Wagner bunun tipik bir
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Kolektif Kitap · 201513,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Günümüzde insanlar, bir şeylere bağlanmadan yaşayamıyorlar sanki. Kafanızı hangi yöne çevirirseniz, ya bir şeye fanatiklik derecesinde ilgi duyan ya da aynı şeyden lanetli bir şeymişçesine kaçan insanlarla yüz yüze geliyorsunuz. Bunun tek bir sebebi var aslında, ki Mevlana bunu çok güzel bir şekilde ifade ediyor. İnsanlar sağsız solsuz bakamıyor
Hümanist Atatürk
Hümanist AtatürkKemal Demirel · Pupa Yayınları · 20104 okunma
186 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
*Bu inceleme yüklü miktarda spoiler içermektedir* José Mauro de Vasconcelos tarafından kaleme alınan ve yazarın çocukluk anılarının izlerini taşıyan Şeker Portakalı’nı, önce özetlemek, ardından eserin değerlendirmesini yapmak istiyorum. José ya da başka bir deyişle Zezé, oldukça haylaz bir çocuktur. İnsanları zor durumda bırakmayı eğlence haline
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2019229,7bin okunma
Reklam
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Açıkçası kitabın başlığı beni biraz ürkütmüştü, her ne kadar yazar Kemal Demirel de olsa. Ama okumaya başlayınca ve Demirel'in gören gözlerini ödünç alınca, Şeyh Bedreddin'in tanınmaya değer biri olduğunu gördüm. İsmini o ana kadar duymadığım bir düşünürün beni bu kadar sarsabileceğini düşünmemiştim. Bundan yüzyıllar önce yaşamış gerçek bir insanın, sürünün elinden kurtulamamış olması beni hüzünlendirdi. Hakeza, insanların "şekilci" yaklaşımının o dönemlerde bile aynı olduğunu ve bu insanların bir şeyleri anlamaktan ne kadar uzakta bulunduklarını görmek de öyle. Elbette hüzün derken, Demirel'in anladığını kastediyorum (#52129945).
Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
Şeyh Bedrettin'in YargılanmasıKemal Demirel · Yaba Yayınları · 20042 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bitirme projemiz için tasarım yapacağımız alanda 100'den fazla ağaç yer alıyordu ve projenin en kritik noktası bu ağaçların azami derecede korunmasıydı. Bunun için arazide tüm analizlere ek olarak bir de ağaçları incelememiz istendi. Ağaç rölövesi adı verilen bu analiz ile mevcut tüm ağaçların yerlerini ve türlerini belirledim. Her birinin gövdesinin kalınlığına, yapraklarının biçimine bakarak hangi ağaç olduğunu anlamak için uğraştığım bu anlar benim bir ağacı yeşil renkten fazlası olarak görmemi sağlayan ilk zaman oldu. Öyle ki, analizin bitimden haftalar sonra bile "Bu ağaç akasya, şuradaki dişbudak" diyerek dolaşıyordum ortalıkta. Hesse, benim bir okul dönemi için yaptığımdan fazlasını belki de bir ömür boyunca yapmış. Hatta kitapta söylediğini referans alırsak; belli dönemlerde yaşadığı yerleri, orada yetişen ağaçlarla anlamlandırmış (s.29). Kimi zaman güneşini kesen dev bir manolyaya kızmış, kimi zaman bir başka erguvana sevdalanmış; ama her bir ağaçla dost olmuş. Sonra da gelmiş, bu hislerini satırlara ve mısralara dökmüş. Yalnızca bize ulaştırdıklarını okurken bile, okul döneminde hissettiklerimden fazlasını yaşadım. Onun yazdıklarını birebir yaşamış olsam, nefesimin kesileceği aşikar.
Ağaçlar
AğaçlarHermann Hesse · Kolektif Kitap · 20193,604 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
2015 yılının sonlarıydı. Kitabevlerinin bulunduğu bir sokaktan geçerken gözüme bir kitap takıldı: "Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler." O zamanlar henüz felsefi okumalar yapmıyorum tabi, hemen yapıştım kitaba. Tüm beklentilerim mutlu sonla biten bir aşk hikayesiyle buluşmak yönündeydi. Ancak okurken gördüm ki, beklentilerim hem yersiz hem
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Her Kalp Kendi Şarkısını SöylerJan-Philipp Sendker · Koridor Yayıncılık · 20132,273 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Dale Carnegie’nin bu kitabında ele aldığı konu, yaşamımız süresince karşılaştığımız problemler ve onlara yaklaşım biçimlerimizdir. Kitaba genel olarak “karşılaştığınız sorunları kendinizi geliştirmeye yarayacak araçlar olarak görün” düşüncesi hakimdir. Ve farklı türlerde yaşanmışlıklardan bahsederek bu düşüncesini desteklemeye
Hayatınızdaki Çatışmalardan Kurtulun
Hayatınızdaki Çatışmalardan KurtulunDale Carnegie · Nemesis Kitap · 201733 okunma
184 syf.
1/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Belirtmek isterim ki, bu inceleme eleştirel bir tutum içerisinde yapılacaktır. Bu yüzden kitaba dair 'saf' tutkuları olanların okumamasını öneririm. "İşten ve Yaşamdan Zevk Alma Sanatı" yazarın "Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı" ile "Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak" başlıklı kitaplarının derlemesi niteliğini
İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın Yolları
İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın YollarıDale Carnegie · Epsilon Yayınları · 2018437 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Bir şeyi anlamak onu bir idealizm ögesi yapmakla mı olur? Bence düşünülmesi gereken asıl nokta burası. Yüzyıllardır var olan - kimi zaman halis kimi zaman yoz bir eser olan, ama yine de var olan - mimarlığı bu kadar basite indirgemek, doğru gelmiyor bana. Daha önce duymadığım o kadar fazla sayıda "...izm" vardı ki kitapta, nereden geldiklerini bile anlayamadım. Kitap boyunca iki soru vardı aklımda? Bu "...izm"leri kim çıkardı ve bu ideolojiye atfettiğiniz mimarların bundan haberi var mı? "...izm"lerin altında yatan düşünceleri öğrenmek adına okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. İçlerinde işe yarar düşünce varsa alınması ve tasarımlarımıza uyarlanması, mimarlık görüşümüzün şekillenmesine yardımcı olabilir. Ancak, yalnızca bu amaçla okunmalı. "Aaa, böyle bir '...izm' varmış, hoşuma gitti, ben buna uyarak tasarım yapayım" demeye yatkın kişilerin kitaba mesafeli kalmasını öneririm. Zira mimarlığın, akımlara kapılmayacak ve öze odaklanacak mimarlara ihtiyacı var. Nietzsche'nin yaklaşımına sahip "insan"lara ihtiyaç var: "Her türlü idealizm bana aykırıdır. Sizin idealler gördüğünüz yerde, ben... insanca şeyler görüyorum. Maalesef! Pek insanca!" (#43506988)
İzmler Mimarlığı Anlamak
İzmler Mimarlığı AnlamakJeremy Melvin · Yapı Endüstri Merkezi Yayınları · 200623 okunma
32 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Önce kitabın başlığını okuyorsunuz: Ağustosböceği. Sade, yalın ve öz. Aklınızda birden "Ağustosböceği ile Karınca" masalı canlanıyor ve süregelen o meşhur sözü hatırlıyorsunuz: "Ağustosböceği yaz boyu eğlenmiş, kış gelince yatacak yer bulamamış." Ve elbette size verdikleri öğüdü de düşünmeden geçemiyorsunuz: "Ağustosböceği
Ağustosböceği
AğustosböceğiShaun Tan · Desen Yayınları · 2018129 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Stefan Zweig'ın kitaplarıyla tanışmaya başlamış olanların veya çevresinde bu tanışma şerefine erişen kişiler barındıranların, yüzeysel olarak bildiği bir konudur bu: Eşiyle birlikte intihar etti. Hitler'in katliamları yüzünden Dünya'nın daha iyi bir yer olacağına dair inancını kaybetti. Eserlerinde ise bu hüzünlü yanını oldukça hissettirir bizlere. Durmadan hayatın acılı ve kaçınılmak istenen taraflarını ele alır. Allayıp pullamadan, bu acıyı kendi gözlemleri ve düşünceleriyle okuyucusuna aktarır. Sık rastlanmasa bile, okurlar bu eserlerle sarsılır ve yeni bir görüş kazanırlar. Bunları neden mi söylüyorum? Çünkü eğer bu tarifler sizin için uyuyorsa ve eğer Zweig'ın eserlerine ilgi duyuyorsanız, İkili Ölüm'ü okumamanız çok büyük bir kayıp olacaktır. Eğer İkili Ölüm'ü okumazsanız, Zweig sizin için biyografisini kabaca bildiğiniz bir usta yazar olarak kalacaktır. Ben kitabın her cümlesini yaşama fırsatı buldum ve bundan sonraki Zweig okumalarımda bu yaşantıdan kopmam olanaksızlaştı. Kemal Demirel okumalarımın başlangıcı, yakın bir döneme tarihlenir ve çok fazla eserini okumuş da değilim. Ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, kendisi kelimeleriyle okuyucunun yüreğine dokunan bir cambazdır. Henüz kendisi ile tanışmamışsanız ve bir Zweig okuyucusuysanız, İkili Ölüm sizin için bu dünyaya mükemmel bir adım olacaktır. Demirel, bir kitabındaki iki karakter için şunları söyler: "Seni insanlara anlatmaya, onu ise yaşatmaya çalıştım." İkili Ölüm oyunu ile birlikte ise, Zweig ve eşini aynı bu kaygıyla bizlere sunar. Kaygısının bol olmasını dilerdim, zira kendisini kaybetmemiş olsaydık.
İkili Ölüm
İkili ÖlümKemal Demirel · Simurg Yayınları · 20023 okunma
111 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Form follows function" der Sullivan; yani biçim işlevi izler. Bu düşünceyi, mimari eserlerin dış görünüşlerini her şeyden üstün tutan Formalist'lere yöneltir. Onlar, mekanın kullanışlı olmasından ziyade, dikkat çekmesi gerektiğini savunurlar. Eserlerini incelediğimizde ise, bir zamanlar yanında çalışmış olan Mies'in de bu düşünceyi onayladığını ve hayatına yansıtmaya çalıştığını görüyoruz. Öyle ki, tasarımını yaptığı binalar ile ilgili verdiği röportajlarda bu düşünceyi açıkça belirtmektedir. Formun amaç değil yalnızca sonuç olabileceğini (42) ve form için yaşamın ya da kişinin içinden gelerek açığa çıkartılabilecek bir şey olduğunu (46) söylemesi; bu konudaki kimliğini gözler önüne sermektedir. Mies'in form konusundaki görüşlerinin yanı sıra; mimarlığın özünü ortaya koyuşunu, mimarlıkta karşılaştığı temel sorunlara bulmaya çalıştığı cevapları ve deneme-yanılma yollarıyla mimari kişiliğini oluşturuşunu bizlere sunan bir şölen niteliğindeki bu kitap; Doğan Kuban ve İhsan Bilgin tarafından derlenmiş, Mies'in kendi söylemleriyle desteklenmiştir. Mies'te Çağdaş Mimarlık Tarihi dersinde anlatılanlardan daha fazlasını bulmak ve onun mimarlık adına yaptıklarını anlamak için kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Zira ben, dersi dinlerken Mies'i ne kadar tanıyamamış olduğumu gördüm, kitapla buluştuğumda.
Mies Van Der Rohe ve Gökdelen
Mies Van Der Rohe ve GökdelenKolektif · Boyut Yayın Grubu · 20027 okunma
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
İlginçtir ki; fabllarda geçen ana konuları bilen sayısı ne kadar fazlaysa, La Fontaine Masalları'nı baştan sona okuyan da o denli azdır. Ağustosböceği ile Karınca'yı, Tavşan ile Kaplumbağa'yı, Tilki ile Karga'yı bilenler sayılamayacak kadar fazlayken; Oduncuyla Hermes'i, Put Taşıyan Eşek'i bilen çok kişi bulamazsınız. Ve çok normaldir bu; çünkü içindeki birkaç şeyi bildikten sonra olayın tamamına hakim olduğunu düşünme gafletine düşüyoruz çoğu zaman. Halbuki, bir açıp baksak ne hazineler var La Fontaine'nin bizim için biriktirdiği. Hiçbir şey için geç olmadığı gibi, bunun için de geç değil. Hatta "Sürekli anlatırlar ama dur bir de ben okuyayım." demenin tam sırası inanın. Bırakın 'masal bu, çocuk avutmaktan fazlası değil' gibi lafları. Ve bırakın La Fontaine sizi bir çocukmuşçasınıza eğitsin. Kitaptaki birçok masala tutulduğumu itiraf etmeliyim; fakat fablların giriş niteliği taşıyan "Başlarken" bölümü tüm fablları 6 mısra ile sunabilecek nitelikte: Ezop'tur babası benim kahramanların. Tarihleri uydurma da olsa bunların Ders olacak doğru şeyler vardır içinde. Her şey konuşur burada, balıklar bile. Bütün söyledikleri bizleredir ama: İnsandır eğittiğim hayvanlar yoluyla Umarım bu masalların tadından kendinizi mahrum bırakmamaya karar verir, okunacak kitaplarınız arasına bunu da eklersiniz.
Masallar
MasallarJean de La Fontaine · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,474 okunma
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.