Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
360 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Çocuk yaşta iki kız arkadaşın kıskançlık ve koruma ile harmanlanmış hikayesi. Ergenlik ve yetişkinliğe atılan adımı çocuk gözüyle çok başarılı anlatmış. Kenar mahalle yaşamı, komşuluklar, yoksulluktan kurtulma hayalleri... Türkiye ye benzer birçok şey bulabilirsiniz
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,621 okunma
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Eğitim, Öğrenim Hayatı Necip Fazıl, 26 Mayıs 1904'te Çemberlitaş'ta doğmuştur. Asıl adı Ahmet Necip'dir. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Ahmet Necip eğitimine mahalle mektebinde başlamıştır. 1912'de Gedikpaşa'daki Fransız Frerler Okulu'na geçmiştir. Bir süre sonra bu okuldan ayrılıp Amerikan Koleji'ne devam
Türkçe düşünme düşüncesi III
Etnik ya da dini kimliğiyle Türk vatandaşlığını barıştıramayanların, yani daha açık bir ifadeyle, cumhuriyet deneyimini göz önünde bulundurduklarında, Türkiye'nin Sevr ile bir müstemleke haline gelmesini dilemiş olanların, en konforlu sığınakları sırasıyla, İslamcılık, bölücülük ve devrimcilik oldu. İslamcılık ve bölücülük arasında karşılıklı
Türkiye'deki genel cehalet düzeyi gerçekten pek korkunçtur: benim ''Afrika düzeyi" diye betimlediğim düzeydedir. Bu cehaletin müsebbibleri de Osmanlı'ya ilaveten 1946'dan bu yana Türkiye'yi yöneten kırsal kesim, bir başka deyişle, köylü-kenar mahalle iktidarlarıdır.
Sayfa 122Kitabı okudu
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Reklam
235 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitapta Mustafa Kemal Atatürk ile ona Kemal diye hitap edebilen tek insan, onunla senli benli konuştuğu, şakalaştığı tek insan Nuri Conker' in hayatını kronolojik bir biçimde ele alıyor. Selanik'te mahalle arkadaşlığı ile başlayan dostlukları, askeri okullar, savaş cepheleri ve sonuçta kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Ömürleri de aşağı yukarı bir . 30 Eylül 1881- 11 Ocak 1937 ve 29 Mayıs 1981- 10 Kasım 1938. Atatürk ''ün en güvendiği , yanından hiç ayırmadığı Nuri Conker ile kısa süreliğine ayrıldıklarında ise birbirlerine yazdıkları mektuplar kitaba duygusal bir hava verilmiş.
Atatürk ve Can Yoldaşı Nuri Conker
Atatürk ve Can Yoldaşı Nuri ConkerYaşar Gürsoy · Sia Kitap · 2020118 okunma
Erbakan hocanın siyasi hareketi başlattığında en önem verdiği şey hep teşkilat örgütlenmesi oldu. Şartlar ne olursa olsun istisnasız her il başkanları toplantısında ilk sorduğu soru teşkilatla ilgili olurdu. Işte "bu ay kaç üye yaptın, Kaç tane sandık müşahidi var, Kaç tane bina sorumlusu var Kaç tane Mahalle Temsilcisi var? Ilçe yönetimi düzenli toplanıyor mu, il yönetimi düzenli toplanıyor mu?" Hiç unutmam 28 Şubat'taki dokuz buçuk saatlik meşhur MGK toplantısını hemen ardından yapılan il başkanları toplantısında bile il başkanlarına sorduğu ilk soru "kaç üye yaptın?" sorusuydu. O zaman birçok il başkanımız "Hoca Bizimle dalga mı geçiyor acaba?" Hissine kapılmıştı. Öyle ya, Bütün Türkiye'ye 28 Şubat'ı konuşurken Erbakan Hoca hala üye derdinde, teşkilat derdinde. Ama gerçekten refah partisinin başarısının temelinde bu sorular var.
Bu, şehirleşmemizin maliyetini büyük ölçüde azaltacağı gibi, insanlar evlerinden çıktıkları zaman mahalle sakinleriyle karşılaşarak, selamlaşarak, eski Bursalı, eski Konyalı insanlar gibi şehrin güzelliğini yaşayabilecektir. İnsanların hayatın her anında insan eliyle meydana getirilmiş, dünyayı güzelleştirmiş ürünlerinin güzellikleriyle heyecanlanarak işlerine gidip aynı sevgiyi, heyecanı duyarak evlerine dönmelerini temin eden, şehirde yaşamayı bir kültürel duyarlılık hadisesi haline getiren, yirmi günde bir gidilip dinlenen bir senfoni için olduğu gibi değil, her an yaşanan, hayatın her anını güzellik, sanat, kültür, duyarlılık duygusuyla, çevre bilinciyle dolduran bir çözümü gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Bunun için herkes fedakârlık yapmalıdır. Bu güzelliği Batı'dan Türkiye'ye ithal edilmiş mimarlık tasarım metotlarıyla gerçekleştiremeyiz.
Sayfa 219Kitabı okudu
600 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.