Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş,
Çaresizliği yenebilmiş insanlar gerçekten bir şeyler
başarabilmişlerdir.
Örneğin Victor Hugo yayın evlerinden kovulduğu için
vazgeçip meşhur kitabı Sefiller’i çıkarmak yerine kendi sefil
olabilirdi…
Edison ise, ampulü bulurken 999 kere hata yaptığını artık
bulamayacağını söyleyen yardımcılarına,
“Hayır, 999 kere
hata yapmadım, 999 yapılmayacak şeyi bularak 999 kere
doğruya yaklaştım.” demeyip bininci denemesinde ampulü
bulamasaydı, belki biz hâlâ,
“Her yer karanlık, makber mi Ya
Rab!” diyor olacaktık…
Einstein aptal olduğu için(!) okuldan atıldı diye kendini
Müslüm dinlemeye verseydi ne olacaktı?
Dostoyevski bir dönem kürek mahkûmu olmasaydı belki
“Suç ve Ceza”yı yazamayacaktı.
Dünyaca ünlü en büyük müzisyenlerden olan Beethoven’in
ise kulakları duymuyordu!
Velhasılıkelam sorunlar, engeller yöreye, ülkeye mahsus
değil, evrensel! Önemli olansa vazgeçmemek, mücadele
etmek!
Şimdi bu konuyu Behçet Necatigil’e ait bir mısrayla
noktalamak da pek bir manidar olur. Ne demiş şair:
“Ya çaresizsiniz ya da çare, sizsiniz...”
Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey
Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir
Merhamet âsumanım neden bulutsuzdur ey
Rengarenk bir baharla tutuştu ufuklarım
Hüznümle, isyanımla makber umutsuzdur ey
Masiva mihverinde bunalan bir gölgeyim
Lekeli iklimlerde kalbim kanatsızdır ey
Kin ağacı zehrimar damlatıyor ömrüme
Derbederdir ümranım; sergüzeşt tatsızdır ey
Merhaba sevgili okurlar yeni bir inceleme ile karşınızdayım. Öncelikle bu kitabı bana öneren
Ferimahh️ dostuma teşekkür ederiyorum. :)
Kitabımız psikolog/psikiyatrisler hakkında kısa bilgiler, yaptıkları çalışmalar yer alıyor kitapta. Psikoloji genel olarak hep sıkıcı ve ağır gelse de, aslında bunu insanlara keyifli ve