Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yabani bitkilerin aksine, kültive bitkilerin hemen hepsi bir tarihte Türk toplumuna dışarıdan gelmişler. Hemen hepsinin adı yabancı.   En eskilerden elma ve arpa muhtemelen yabancı asıllı kelimeler, fakat nereden geldikleri tartışma konusu. Alıç, armut, ayva, çavdar, çay, dut, havuç, hıyar, incir, karnabahar, karpuz, kayısı, kereviz, mercimek, nar, nohut, pamuk, patlıcan, pirinç, şalgam, şeftali, turp, turunç Farsçadan alınmış. Çoğu Malazgirt savaşından çok önce, Türkler henüz Orta Asya’da at koştururken Türkçeleşmişler. Anadolu’da Rumlardan bezelye, enginar, fasulye, ıspanak, kiraz, lahana, mantar, marul, maydanoz, muşmula, pırasa, roka, Ermenilerden pancar ve belki pazı, Balkan Slavlarından vişne gelmiş. Araplar afyon, bakla, bamya, limon, muz, safran gibi birkaç egzotik ürünle Türk tarımına katkıda bulunmuşlar. 16. yüzyılda Amerika’dan İspanyollar aracılığıyla domates ve patates, Doğu Asya’dan Portekizliler vasıtasıyla mandalina ve portakal alınmış. Yakın yıllarda bunlara ananas, avokado, brokoli, greypfrut, kivi, mango, nektarin, soya ve daha neler eklendi.
Türk Kara Ordusu Ne Zaman Kuruldu?
Kara Kuvvetleri Komutanı radyoda yaptığı konuşma ile Türk Kara Kuvvetlerinin 600. kuruluş yılını kutladığı gibi daha yüksek kademedeki kimseler arasında da aynı konu üzerinde tebrikleşmeler oldu. Bu hesaba göre Türk Kara Kuvvetleri, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu 1363”te kurulmuş oluyor. Bu demeç ve mesajlarla kendimizi bilmek bakımından
Reklam
Malazgirt Savaşının yıldönümü şerefine...
“Bundan yüzyıllar önce bizler, Anadolu’da hâkim olmaya çalışırken, Sultan ile yeni temas kurmuş ve kendisini Birlik’ten ve amacımızdan haberdar etmiştik. Sultan bizimle temasından sonra bize neredeyse her konuda yardımcı olmaya başlamıştı. Geçen zamanla birlikte sultan ile birliğimiz arasında kuvvetli bir bağ oluştu. Bizim gölgelerdeki kuvvetimiz, sultanın aydınlıktaki kuvvetiyle birlikte Yurt Açan Savaşı’ndan daha önce hem de büyük bir savaş olmadan Anadolu’da hâkimiyet kurmaya yeter hale gelmişti. Sultan, sadık beylerini Anadolu’ya göndermiş ve onların bu hâkimiyet için ön hazırlıkları başlatmasını sağlamıştı. Biz ise Anadolu’daki mazlum halkı zalim yöneticilerine karşı ayaklanmaya teşvik etmek için çalışıyor ve başarılı olmaya da her geçen gün yaklaşıyorduk. Birlik en iyi dönemlerinden birini yaşıyordu. Güçlüydük ve bu gücü devletle birleştirmeyi başarmıştık. Tabi bu durumdan bütün devlet yöneticilerinin haberi olmadı. Yalnızca birkaç yüksek makam sahibi ve devletin akıl hocası bu durumdan haberdardı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Ayrica onun Malazgirt savasindan önce ordusuna hitaben "bugun burada, ne emreden bir sultan, ne de emir olan bir asker vardir; ben de sizlerden biri olarak sizlerin onunde savasa katilacagim" sozleri, Ulu Onder Ataturk'un baskomutanlik Meydan Savası'inda genel taaruzdan once, orduya kitabindaki sozlerine aşaği yukari 900 yil sonra yansimasi, son derece dikkate şayandir.
Sayfa 95
Anadolu VI. yüzyıldan, Türklerin geldiği Xl. yüzyıla kadar tam 500 yıl boyunca muhtelif ordular tarafından çiğnenmiş, Sasani­ Bizans, Emevi-Bizans, Abbasi-Bizans mücadeleleri sebebi ile adeta harabeye dönmüştür. Hitit başkenti Hattuşaş'ın, bugün Alişar Hö­yügü dedigirdiz Ankuva 'nın Gurgum 'un, Frig başkenti Gordion 'un, Lidya başkenti Sart'ın, hatta Truva ve Bergama'nın tahribi işte bu dönemdedir. Malazgirt savaşından yüzyıllarca önce Bizans ve İran Orduları 'nın rekabet sahası olması sebebi ile büyük nüfus kaybına ugrayan Anadolu, sürekli katliamlara da maruz kalmıştır.
MALAZGİRT ZAFERİNİN 900. YILDÖNÜMÜ
1971 yılının 29 Ağustos’unda bu büyük ve cidden şanlı zaferin 900. yıl dönümü kutlanacaktır. Ankara’daki Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde 1966’da kurulan “Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü” bu yıldönümünde kendi payına düşen görevi yapmak için Malazgirt’te bir Alp Arslan anıtı dikmek üzere hazırlıklara başlamıştır. Yıl dönümüne iki buçuk
Reklam
Kısa Bir Türk Tarihi (Önsözden )
Göçer dalgaları yüzyıllar boyunca yüksek Avrasya bozkırlarından batıya, Çin sınırlarından başlayarak Türkistan üzerinden daha ötelere doğru aralıksız aktı durdu. Kırsal kesimlerde çadırlarda yaşayan, hayvancılıkla uğraşan, besin ve giyim kaynağı olan sürülerini beraberlerinde taşıyan bu insanlar dönem dönem mevsimlik meralara doğru yer
Ermeni prensi Senekerim XI. yüzyılın başlarinda Türklerle ilk defa karşılaşınca korku ile Incile sarılmiş ve kendini teselli edecek cümleler aramıştı. Malazgirt savaşından birkaç yıl önce görülen bir kuyruklu yıldız da Bizans'lar tarafından kötüye yorulmuştu: Türkler geliyorlardi.
Sayfa 273 - Turhan kitabeviKitabı okudu
TÜRK KARA ORDUSU NE ZAMAN KURULDU? Kara Kuvvetleri Komutanı radyoda yaptığı konuşma ile Türk Kara Kuvvetlerinin 600. kuruluş yılını kutladığı gibi daha yüksek kademedeki kimseler arasında da aynı konu üzerinde tebrikleşmeler oldu. Bu hesaba göre Türk Kara Kuvvetleri, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu 1363'te kurulmuş oluyor. Bu demeç ve
Malazgirt'te Uygulanan Savaş Taktiği
Malazgirt savaşından önce, Bizans İmparatoru, ordusunu "merkez, sağ kol, sol kol ve ihtiyat kuvvetleri" şeklinde klasik bir tarzda tertiplerken, Sultan Alp Arslan ise Türk savaş sistemine uygun olarak ordusunu dört kısma ayırmıştır. Bunlardan ikisini, savaş meydanının yanlarındaki tepelerin arkasına pusuya yatırmıştır. Bir grubu da Bizans ordusunu arkadan çevirmek üzere ileriye göndermiştir. Kendisi de dördüncü kuvvetin başına geçmiştir. Başında bulunduğu kuvveti de küçük birlikler hâlinde bölmüştür. Genellikle 70, 100 ve 200 civarında müstakil gruplardan oluşan bu Selçuklu birlikleri Alp Arslan'ın emri ile ileri atılarak yıldırım hızıyla Bizans ordusunun üzerine oklarına boşalttıktan sonra, hemen hemen hiç kayıp vermeden aynı süratle geri çekilmişlerdir. Görevini tamamlayan birlikler geri çekilirken de aynı ustalıkla ve isabetle oklarını düşman safları üzerine atmaya devam etmişlerdir. Geri çekilen birliklerin yerini de durmadan yeni birlikler almıştır. Böylece Bizans ordusuna kısa sürede büyük kayıplar verdirilmek suretiyle zafere giden yol açılmıştır... Alp Arslan'ın başında bulunduğu küçük birlikler, bir taraftan uzaktan savaşla Bizans ordusunu yıpratırken, diğer taraftan da yavaş yavaş geri çekilerek bu orduyu pusunun kurulduğu yere çekmişlerdir. Bizans ordusu pusunun kurulduğu yere gelince de Sultan Alp Arslan'ın daha önce tepelerin arkasına yerleştirdiği ve ileri gönderdiği kuvvetler tarafından dört taraftan bir anda kuşatılıvermiştir.
Sayfa 169 - Berikan YayıneviKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.