Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Kitap benim için Tolstoy'un şimdiye kadar okuduğum en iyi kitabı özellikle hapishane yaşamını oradaki kötü koşulları özellikle suçsuz insanların bulunduğu durumu buna rağmen karşıda derdini anlatacak muhatap bulamayan insanları gözler önüne seriyor.Özellikle insan hem kendini hem sistmeni sorguluyor çünkü sistemde yazarın dediği gibi bir çok eksik
okuduğum ilk kitaplardan biriydi okurken allah korkusu cok fena olmuştum gercekten ibretlik bi kitap di özelikle kitabin yazari nin ayseli gurmek icin hastaneye gitiginde onun öldüğünü öğrendiği ve olurken azrahil meleginin onun canini alirken en sevdigi kişinin kiligina girerken canini aldigini okurken allahin merhametinin ne kadar büyük ve yüce olduğunu gurmemizi sağlıyor aysel kötü bagimliliklari olan ve fahişeye kadar varan hayatının sonlarına doğru tuvbe edip allaha siginan ve hastaliginin son deminde cektigi acıları dile getiren gecmisi günahlara dolu bi kadin ama kendi isteğiyle bu hayati istemeyen bi kadin hayati boyunca karşısına iyi insanlar cikmadi ve kandirilan ve kulanilan bi kadin aslinda bu hikayeyi okurken sokakta aysel gibi kadinlari gutunce onu yargilamak yerine ona kötü gözle bakmak yerine el uzatmak gerektigini anlamamizi sağlayan bi hikaye allahin ne kadar affedici olduğunu guruyoruz allah herseyden önce insanin karşısına iyi insanlari cikartsin ayselin karşısına malesef iyi insanlar cikmadi hastalik süresince gunahlarinin allah tarafindan temizlendigini ve allah tarafindan affedildigine yurekten inanmami saglayan bi kitap
172 syf.
7/10 puan verdi
Salinger çok severek okuduğum, beğendiğim bir yazar. Özellikle Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabına bayılmıştım. Ama aynı tadı bu kitaptan alamadım malesef. Roman yazarları öykü konusunda pek başarılı olamıyor sanırım, bunu Sadık Hidayet' in, Diri Gömülen kitabını okurken de düşünmüştüm. Kitap adından da anlaşılacağı gibi dokuz öyküden oluşuyor. Yazar hiçbir öykünün tek başına kitaba adını vermesini istemediğinden Dokuz Öykü olmasını tercih etmiş. Sıralama şu şekilde :
Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün
Sarsak Dayı Connecticut' ta
Eskimolarla Savaştan Hemen Önce
Gülen Adam
Teknede
Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla
Yeşil Gözlüm, Al Dudaklım
De Daumier - Smith' in Mavi Dönemi
Teddy. İçlerinde en beğendiğim bir varoluş öyküsü olan Teddy idi. Kötü bir kitap değil ama benim Salinger beklentim çok büyük olduğu için fazla sevemedim.
304 syf.
8/10 puan verdi
Meyhane, Emile Zola' nın ŞİMDİLİK okuduğum tek kitabı malesef. Natüralizm akımının Fransa' daki ilk öncülerinden olarak görülen Zola, bu kitabı yüzünden çok fazla eleştiriye maruz kalmış. Çünkü kitapta kendisininde 22 yaşına kadar yaşadığı yoksulluk ve yoksulluk yüzünden batağa batmış, rezil hayatları anlatmış. Yoksulluk yüzünden kopmuş aile bağlarını, yapılan ahlaksızlıkları, bu yoksul şehirlerde, mahallerde yaşayan ayyaşları, sarhoş ve düşkünleri yazması onu okların hedefi haline getirmiş. Bu sebepten dolayı Zola bu kitabı için: "Gerçekleri yazdım, romanın kahramanları kötü insanlar değiller, sadece eğitimsiz ve yaşadıkları ortamın yıprattığı insanlar..." diye savunma yapmış. Ama gösterilen onca tepkiye rağmen kitap fazlasıyla ilgi görüp, hatırı sayılan klasikler arasına girmiş. Gervaise Macquart' ın küçük bir taşradan, Paris banliyösüne gelişini, sıkıntılı durumlardan çıkıp, yükselişini ve tekrar çöküşünü anlatan acıklı bir hikaye. Alkolin bitirdiği hayatları anlatan en iyi romanlardan biri sanırım. Beğenerek okudum.
Verilen emeğe yazık olmuş. Evet, ilk cümlem bu. Bir kitabın şekil ve anlatım kurallarına uygunluğu, içindeki bilginin değerini de arttırıyor. Bu kitapta ise bu kurallara malesef uyulmamış. Düzensiz resim, fotoğraf yerleşimleri, anlatım hataları, tekrarlar, Türkçe'nin çok kötü kullanımı vb. Dahası, kaynak göstermeyi gerektirecek pek çok satır kaynak gösterilmeden aktarılmış. Okuduğum, kitabın ikinci baskısı olmasına rağmen oldukça yüksek düzeyde hata barındırıyordu. İçinde kıymetli bilgiler yok mu? Elbette var. Film ve yaşamdan örneklere ilgi duyan biri olarak beklentilerimi karşılamadı. Kitabın en iyi olduğu yön ise 12 Kızgın Adam (12 Angry Man) filmini baştan sona ve en ince ayrıntısına kadar analiz etmesi. Yazar, filmle ilgili öyle ayrıntılar yakalamış ki, bu ayrıntılar nedeniyle filmi yeniden izledim. Bahsedilen diğer filmler de yerinde olmuş ama 12 Kızgın Adam'ın yorumlanmasını çok ayrı bir yere koymak gerek. Müzakere konusu ile ilgili olarak da bazı yaklaşım hataları var. Yazar pek çok müzakere ortamında bulunmuş olabilir. Bununla birlikte, yazarlık çok başka bir konu. Hele bir de yazılanlar bir editasyon sürecinden geçmiyorsa. Daha iyi bir kitap olma potansiyeli değerlendirilememiş. Bu incelemenin başında yazdığım ilk cümleyi sonda da tekrar etmek istiyorum: Verilen emeğe yazık olmuş.
Filmlerden ve Yaşamdan Örnekleriyle Etkileme - İkna ve Müzakere TeknikleriSerdar Yurdakul · Sokak Kitapları Yayınları · 20133 okunma
İlk defa bir romanın sonunda gözlerim doldu, hani becerebilsem ağlıcam ama ben ağlayamıyorum malesef. Aytmatov bir kez daha insanların ne kadar kötüleşebileceğini gösterdi bana. Ben ümitvar biri değilim, evet dünyada iyi insanlarda var ama zannım o ki kötü insanlar, kötülükler daha fazla. Biz nasıl bir tür olduk ki, doğaya zarar veriyoruz, hayvanlara zarar veriyoruz, diğer insanlara hatta kendimize zarar veriyoruz.
Kitapta dişi kurt Akbar ve onun dünyası dışında diğer karakterlerinde hikayeleri öyle anlatılmış ki her biri ayrı roman gibi yani roman içerisinde roman, Aytmatov bu teknikte çok iyi.. Hayat, insan, felsefe, din, siyaset ne ararsan var kitapta en önemlisi duygu var, duygu..
Size çok şey katacak, sorgulatacak ve düşündürecek bir kitap.. Okuyunuz
Kitap Berlin Kitap Fuarında 1993 yılında Dünyada yılın romanı seçilmiş, benim nazarımda da bu yıl şuana kadar okuduğum 52 kitap arasında yılın romanıdır
Aşk kitaplarını hiç sevmem ama bir ara kendimi bu kitabı okumakla buldum. Güzel bir şey yazmak isterdim ama malesef kitap bunu haketmiyor. Okuduğum en kötü, en saçma kitaptı.. Liselilerin okuyacağı bir kitap kanımca.. Tabi bu kişiye göre de değişebilir..
Bir kitapla okuyucuyu nasıl etkilersiniz ? En önemli soru bu. Genellikle PARA geçer ama bu PARA gizli bir tuzaktır. Burada bir nevi dolandırma işlemine yarar. Arka kapağa bir reklam koyarsın, onun ölümü aslında diye başlayan, insanda böyle cinayet tarzı olan ya da fantastik öğelerle süslü bir beklenti doğar. Alırsın ve bakarsın ki günde 500
#Kitapyorumum
#StefanZweıg
#Korku
#syf70
Bitti...
Okuduğum 3. Stefan Zweig kitabıydı. Yine güzel bir kurgu ve akıcı bir anlatım. Ve yine beni yanıltmadı, ince ama dolu dolu her cümlesi etkileyici, doyurucu bir kitap
Yazarın en beğendiğim özelliği insan psikolojisi ve duygularını çok iyi tahlil edip, okura olayların içerisindeymis hissi yaşatması... ( Ben her kitabinda yaşıyorum bunu ) ve bugüne kadar okuduğum kitaplarda bunu en iyi başaran yazar Stefan Zweıg
Konusuna gelince; 8 yıllık evliliğinden sıkılmış zengin bir kadın ve gizli aşığının buluşması ile başlıyor hikaye. Bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın bu zengin hanımın hayatına girip tehtidleri ile kabusa dönen bir yaşamla devam eder... O'nu dehşete düşüren, hayatını mahveden korku burada devreye giriyor... Korkunun insanoğluna yaptıramayacağı birsey yoktur sanırım. ölümü bile düşündürebiliyorsa... İnsanoğlu elindekini kaybetmeden değerini bilemiyor malesef. Ya kaybetme korkusunu yaşarsa...?
Kitabın konusundan ziyade korku ve insanların iç dünyasının anlatımı müthiş sonu ise oldukça şaşırtıcı
tavsiye ederim
Kitap alıntı;
"Sekiz yıllık evliliğinde mutluluğunun fazla sıradan olduğuna hükmederek kocasına yakınlaşmaya çalışmamış O'na ve kendi çocuklarına yabancı kalmıştı..."
"Korku cezadan daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa hafif de hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin Ürkünçlüğü kadar kötü değildir...
