Bitirdikten sonra dönüp kitabı ve içeriği baya bir sorgulamayı düşünüyor neyi nasıl tanımlayacağınızı şaşırıyoruzsunuz. Kitap akıcı ve açık bir dille ele alınmış. Konusu herkesten her şeyden kaçıp sessiz bir yerde hayatını sürdürmeye çalışan bir adamın, hem arkadaşı hemde komşusu olan genç bir kadının öldürülmesi ile başlayan bir olaylar zinciri. Ama mantıksız gelen çok kısım var, cinayet olarak araştırılan arzunun ölümü için araştırma yapmaya gelen bir gazetecinin sanki köyde kimse yokmuş gibi bir ısrarla dünyadan kendini izole etmiş bu adamın kapısını çalması, adamında bilgisi olmadığını söylemesi gitmesini, görüşmek istemediğini soylemesi üzerine genç kızımız nedense sırf bişey bilmiyorum diyen Ahmet Arslana direk o zaman siz katilsiniz ithamı çok saçma . Bunun üzerine kimseyi evine almayan kimseyle temasta bulunmayan biri olarak anlatılan kişilikteki kahramanımız de ne hikmetse ömründe ilk defa gördüğü kızı hemde umursamadigi bir cinayet için evine alması, hayatını durduk yere aktarması, kısa sürede farklı hikayelerle kızda merak duygusu uyandırarak cinayetle ilgili sırlar verecekmiş gibi ısrarla gazeteci kızı evinde kalmaya mecbur bırakması ayrı bı mantıksız . Kardeşine herşeyi unutturan aklını kaybettirecek kadar hayatını alt üst eden büyük aşkın çok yüzeysel anlatılması da yavan birakiyo hikayeyi. Onun dışında kitapta bazı bölümlerde geçen nadir cümleler kitaba bakışı yumuşatıyor . Kötü değil ama sorgulayarak okuyunca mantıksız ve havada kalan çokça duygu birakiyo .