Bazı insanlar vardır marka olmak için çabalar, ve bazı insanlar vardır bayım
İnsan, olmak için çabalar..
Çocuklarda özellikle ergenlerde marka takıntısıyla alakalı bir kaç videoya denk geldim ,izlerken utandım. Gençler kendilerini ifade edemezken,
Kıyafetlerin fiyatları sorulduğunda büyük gururla söyleyebiliyor içler acısı
Para Vol.2
Ben memur çocuğuyum.. eskiden ben de zengin işi marka giyince kendimi iyi hissederdim.. çocukluğumda pazardan giyinirdik.. şu son ekonomik krizde öğrendim ki bir kez daha " zengin işi" kıyafet ya da materyaller herhangi bir şey olabilir, insana insani bir özellik katmiyor, şimdi her yer çeşit çeşit moda trend mağaza dolu gidip bir cekete 22.000 TL verip o ceketi örneğin 450 TL'ye alabilecekken burun kıvırıp,adam olunmuyor, ceketi 22.000 TL'ye alsam 22 düğünde giyerim diye espri yapıyor eşim 🤗 biliyorsunuz ki marka etiketi bize insani değerler katmiyor asıl o markanın bizi yuceltecegi fikri ile küçülüyoruz toplumda.. bir telefon 50.000 TL olunca adam olmuyoruz.. aynı telefonun daha iyi ozelligi olanı ve uygun fiyatli olanını almak ihtiyacım var ise tabi benim insanlık değer seviyemde bir düşüklük olduğu manasına gelmiyor... Marka takıntısı hep soygunculuk..
Marka insanların şahsiyetini siler, onları tek tip yapar. İmza çeşitliliktir. Şahsiyetin muhafazası, kimliğin ispatıdır.
Adı Ernest mi? diye soruyor Mishima. Hemingway gibi? İntihar ettiğinde kullandığı Smith&Wesson marka tabancayı çikolatalı pastayla birlikte annesi göndermiş galiba... Babası daha önce silahla intihar etmiş, daha sonra da küçük kızı, yazarın intiharından otuz beş yıl sonra. Kendisine Margaux demelerini istemiş çünkü babasının en sevdiği şarabın markasıymış bu.
Sayfa 69Kitabı okudu
Bir diğer konu da oyuncaklarda marka tercihidir! Oyuncak üreten firmaların hangi ülkeye, hangi kültüre, hangi inanca hizmet ettiğini bilmeden onların materyallerini evlere sokmamalı. Çünkü bir taraftan oyuncak üreten firmalar diğer taraftan alkol üretimi de yapabiliyor. Üstelik ürettiği oyuncakların resimlerini ve kahramanlarını da bu şişelerin üzerine yapıştırıp sevimli hale getirmeye çalışıyor olabiliyor.
Sayfa 75Kitabı okudu
Dolar 23₺ yi geçince ve paramız biraz daha pul olunca aklıma şu fıkra geldi:
"SEN PEJOYU BİLİYON MU?"
Adamın biri, Peugeot (Pejo) marka bir minibüs alır.
Sonraki gün yolcu taşımaya çıkar. Minibüs tıklım tıklım, tutar kasabanın yolunu ve gittikçe hızlanır.
Yolculardan biri:
-Kaptan yavaş... Bir yere çarpacaz! der.
Şoför:
-Sen
·
Puan vermedi
