Bilinçdışının, içinde yaşanan kültürün etkilerini, kısıtlamalarını, yasaklarını barındırdığını; birikmiş bu tortuyu zaman zaman çeşitli yüceltmeler, saptırmalar ile "bastırılmışların geri dönüşü" olarak yeniden bilinçli yaşama yansıttığını vurgulamıştır. Sürekli geri çekilmeye zorlanan insanın, en iç çekirdek (özbenlik) bölümünü sergileyen bilinçdışı, -gerçekte Marx'ın da betimlediği- "düşündüğü gibi yaşamayan, yaşadığı gibi düşünen", "toplumsal varlığın" din, devlet, aile, baba gibi tüm toplumsal/kültürel otoritelerin etkilerinin en yoğun yaşandığı, son derece politize edilmiş bir tanımlama olarak da okunabilir.
Sayfa 13 - Okuyan Us Yayın.