Zaman acayip bir şeydi demek ki. Bir masum çocuğun gözlerinden güveni, onlarca insanın ruhundan memnuniyeti, sevgiyi, merhameti almıştı. Peki ya ne vermişti karşılığında?
Biz fakirler böyleyizdir. Kader sarayında bizim işlere bakan büro hiç şaşmaz, ihmal etmez. Zihnimizden geçen en uzak, en mâsum ihtimallerin, sadece şiddet ile ret için düşündüğümüz şeylerin bile ceremesini öderiz.
Marifet bize yar olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı en masum en kudretli ve en muhteşem cinayet. Sevgilinin sarayı da tahtı da tacı da saltanatı da orada, kalbin içinde. Vücudunu ortadan kaldırsak bile, o orada yaşamaya ve hüküm sürmeye devam edebilir.
Görünürde tehlikesiz olan inançlar bile, eğer haksız iseler hoş görülmesi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Örneğin çoğu Müslüman, Tanrı'nın kadınların nasıl giyindiğiyle yakından ilgilendiğine inanıyor. Zararsız gibi gözükse de, bu düşüncenin yol açtığı acılar inanılmaz boyutlarda. 2002 Dünya Güzellik Yarışmasında Nijerya'da çıkan ayaklanmada 200'den fazla insan öldü; masum erkekler ve kadınlar palalarla doğrandı, kimisi canlı canlı yakıldı. Sırf kadınların sahillerde bikiniyle dolaşmaması uğruna. Bu olaydan önce yine aynı yıl Mekke'deki dini polis, itfaiyecilerin ve sağlık görevlilerinin, yanan bir binada mahzur kalan onlarca ergenlik çağındaki kızı kurtarmasını engelledi. Niye? Çünkü kızlar kutsal kitabın zorunlu kıldığı geleneksel baş örtülerini takmıyorlardı. Yangında 14 kız öldü, 50 kız yaralandı. Dinciler Tanrı'nın etek boylarıyla ilgilendiğine inanmakta serbest olmalı mı gerçekten?
diyelim kanatlarında göz göz kırmızı beneklerle bir kelebekten ya da her şeyin parıldadığı ama göz kamaştırmadığı, her şeyin işte öylesine şen ve masum göründüğü bir akşamüzeri gökyüzündeki bulutlara vurmuş güneş ışığından daha harikulade bir şey olamaz, diye geçiririm içimden.
"Her insan,yapmadığı tüm iyiliklerden suçluysa o halde ben koca ömrü, yaşanan tüm kötülükler karşısında masum olduğuma kendimi ikna etmeye çalışarak geçirmişim demektir.."
Söylenmesine izin verilmeyen, üstü örtülen masum duygular, zamanla gereksiz öfkeli tepkilere yol açabilir. Kendini ifade edebilen,
duygularını güzel bir dille söylemeyi öğrenen bir çocuk, öfkeyi yüreğinde büyütmemeyi de öğrenir.
"Kurban keserken kendimize şunu sormalıyız: Masum bir hayvanın canına mı kıyıyorum, yoksa hayatımı değiştirecek kesin bir karar mı alıyorum? Bu kurbanı bu kararımın arkasında durmak niyetiyle ve yeni seçtiğim yola baş koyarak mı kestim?"