Sizin ahlak duygunuzun tanımını gerçekten çok merak ediyorum. Babası kızına tecavüz eder aylarca, hamile bırakır, sonuç; beraat. Yurtta 45 erkek çocuğuna tecavüz edilir, sonuç; ''bir kereden bir şey olmaz.'' Zihinsel engelli bir kıza tecavüz edilir, sonuç; ''bağırmadı, rızası vardı.'' Aile içinde, amca, dayı, abi, baba, dede tacizine uğranır, sonuç; ''aile içinde halledelim, kız iftira atıyor, kendi ağacımızın meyvesini yemeyelim mi?, benim kızım zaten çok namuslu değildi.'' 7 ve 10 yaşlarındaki iki çocuk anne ve üvey babası tarafından defalarca tecavüz ediliyor, satılıyor, çocuklar mahkemede yaşadıklarını resim çizerek anlatıyor, sonuç; bu insan demeye dilimin varmadığı yaratıklar serbest. Pardon, nerede sizin ahlakınız? Adalet demiyorum, çünkü sizin adaletiniz yalnızca ahlakınıza ters bir şey olduğunda çalışıyor(!) Masum insanları, haklarını korumak isteyen insanları hiçbir gerekçe göstermeden yargılarsınız, içeri atarsınız. Çünkü siz ahlaklısınız(!)
''Adaletin olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez.''
"Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini."
Öyle ya, büyümüyorum ben, büyümeyeceğim. Birçok hatıra ekleyeceğim hayatıma, bazısı benim,
Ramazan Pişkin abiyi bileniniz var mı? Çok saf, çok masum, çok temiz bir abiydi. İstanbul Fatih Cerrahpaşa'da küçük, gariban bir çay ocağı işletiyordu.
Günde 15-20 çay satar "Allah bereket versin" derdi.
Bazen kasitli olarak poğaça ya da böreği 2 kişilik alır "Abi fazla almışım, otur birlikte yiyelim" deyip, çayla birlikte yediğimiz olurdu.
YouTube'da çok fazla videoları vardı.
O konuşurken ilminin bu kadar derinliğe şayan olması şaşırtıyor, hayranlığımı cezbediyordu.
Dün maalesef çay ocağında namaz kılarken bıçaklanarak şehit edilmiş.
Ne kadar içime battığını, hayatımda ne kadar boşluk oluştuğunu, ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Katili az önce yakalanmış fakat, bu bile üzüntümüzü hafifletmiyor.
Allah mekanını cennet etsin Ramazan abi 🤲😔
Kaç kitap oldu bilmiyorum ana karakterinin kadın olduğu bir roman okumayalı. Yazar Zülfü Livaneli olunca, romanın geçtiği yer Türkiye, kadın da dul olunca birçok gerçeklere, birçok olmaması gereken ama olan konulara da değinmiş yazar. Evlilikten, giyime, iş hayatından aile hayatına kadar birçok konuya değinmiş ve mesajlarını da vermiş Livaneli.
Kitap sade, kolay bir anlatımla yazılmış. Ama içeriği hiç de sade ve kolay değil...Gerçekleri yüzümüze çarpan bir roman. 16 yaşımda okumuştum. Evdeki sorunlarım yüzünden tamamlayamadan arkadaşıma teslim etmem gerekmişti. Ve uygulamaya kaydolmadan pdf bulunca çok sevindim, okudum. Bosna ile ilgili kısa bir araştırma yaptım. İnternette toplu mezarları gördüm, mavi kelebeklerin öyküsünü okudum. "Mavi kelebekler, Bosna – Hersek coğrafyasında, masum ölülerin ruhlarını temsil eden özel bir yere sahip olmuştur. Bu dokunulması artık güç insanlar, kelebeklerin kanatlarında var olarak dünya tarihine büyük dersler vermek için kanat çırpmaya devam ederler." Ne kadar ağlamıştım o insanlara. Ne kadar yazık dedim. Yazık biz insanlara. İnsanız, haklarımız var diye çığlıklar atarken kapattığımız kulaklarımızla yaşam çığlıkları atanları duymuyoruz bile. Birbirimizi katletmekten başka bir şey yaptığımız yok. Sebep çok basit(!) Dil ve din farklılığı...Bir insanı katletmek için bu farklılıklar yeterliymiş. En acı olan da komşu dediğin insanın yıllardır seni düşman olarak görmesi. Kitaptaki konu beni kendine çok çekti. Önemli olan ortada bir acı var ve ben bunu iliklerime kadar hissettim. Başkarakterler Suada ve Tarık. Onların aşkını anlatmakla beraber Bosna katliamını çok başarılı bir şekilde özetlemiş. Suadanın yolculuğu ile başlayan kitap Suadanın hayalini kurduğu olayla bitiyor. Yazık insaniyeti insanlardan değil de kitaplardan öğrendiğimiz zamana...Yazık kendi vicdanını kaybetmiş herkese.
(İncelemeye emoji eklenemiyor. Bunu ekleyelim imgyukle.com/i/LovoVM :))
Öncelikle kitabın geçtiği şehirde büyük bir ekonomik dengesizlik ortaya çıkmıştır. Orta halli sınıfı yok edilmiş, insanların yaşam standartları oldukça düşmüştür. Fakat aynı zamanda şehrin kapitalistleri de gittikçe zenginleşmektedirler.
Hikaye, bir grup anarşistin trafo merkezini ele geçirerek elektrikleri kesmesiyle başlar. Daha sonra bu
Eyyy film severler :) Siz de benim gibi bir film izlemek için bir film süresini hangi filmi izlesem diye zaman geçirerek mi tüketiyorsunuz? İşte dev olmasa da bir arpa yolu boyunda hizmet :)
Linkleri de koyayım anında yararlanın:)
Uzun zamandır izlediğim filmleri bir köşeye not ediyorum, her güne bir film izleme projem kapsamında dedim bunları