336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yıldızlar Korsanı'na...
"Sosyal medyada bazen yalnızlık veya intihar üzerine vecizeler paylaşıldığına ve aynı minvalde sözlerle yorumlandığında şahit oluyorum. En basiti Kafka'nın, "benim yalnızlığım insanlarla dolu," diyerek tanımladığı kalabalıklar içinde yalnızlık... Ya da Oğuz Atay'ın Korkuyu Beklerken adlı kitabının kapanış sözleri olan, "Ben
Yıldızlar Korsanı
Yıldızlar KorsanıJack London · Öz Yayınları · 19777bin okunma
592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Vicdan seni bu mahkeme salonunda tanıdım
Masum değiliz hiçbirimiz uçarı arkamızda bıraktığımız günahlarımızla yüzleşirsek bir gün ne yaparız nasıl davranırız içimizde bir yer bir ses var susmayan onla karşılaşırsak ne yaparız vicdan dediğimiz o ses bir kişiyi nereye sürükler.İşte bu soruların cevabını arayan asil bir adam ve hayatını mahvettiği sıradan biri ruhsal çözümlemeler çok sağlam Tolstoy deyince ne denir gerisine.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Can Yayınları · 201917,5bin okunma
Reklam
261 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Masum değiliz hiçbirimiz!
William Goulding'in nobel ödüllü bu önemli eserini başta anlayamadığım için sıkıldım, ama sonrasında da anladığıma üzüldüm. Atom bombasından korunmak için başka bir yere taşınan bir grup Britanyali çocuğun, uçağın kaza yapması sonucu bir adada mahsur kalması ve yaşadıklarını anlatıyor kitap. Lütfen tatlı bir macera okumayı beklemeyin. Çocuklar da yetişkinler olmadan o adada güzel zaman geçireceklerini düşündüler ama çok geçmeden olaylar eğlenceli olmaktan çıktı. Masum zannettiğimiz çocukların aslında o kadar da masum olmadığını okuyup dehşete düştüm. Her iyinin içinde biraz daha iyi, her kötünün içinde biraz daha kötü olduğunu gördüm okudukça. Yetişkin dünyasının acımasız bir kopyası gibi geldi bana yaşananlar. Iyilikle kötülüğün ve düzenle düzensizliğin savaşı sürdü kitap boyunca. Kim mi kazandı... Mina Urgan inanilmaz son söz yazmış. Inceleme yazmaya aslında hiç gerek bırakmamış :)) Benim içinse kitabın özeti:" dünya keşke Simon gibi insanlardan oluşsa" oldu. Onu tanımalısınız:) Simon♡... Sevgilerimle Keyifli okumalar
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,1bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Masum değiliz hiçbirimiz
Okurken acaba benim de 'içimde şeytan' var mı diye sorgulatan bir eser. Yaptığımız yanlışları, hataları kabulleniyor muyuz yoksa biz de suçu şeytana yükleyip kenara mı çekiliyoruz? İşte bunun cevabını veriyor Sabahattin Ali... İçindeki şeytanı kendi günahlarını ört bas etmek için yaratıyor insanoğlu. Konu basit bir aşk hikayesi gibi görünse de bize insanların ve toplumun karanlık taraflarını bir ayna gibi gösteriyor. Çaresiz bir kız olan Macide ile insanlara hayır demesini beceremeyen, parasızlık içinde yüzen, kapana kısılmış ama özünde iyi bir adam olan Ömer... Yazıldığı dönem de göz önüne alındığında aydın gibi geçinenlere, kendine ait bir fikri bile olmayanlara da bir eleştiri. Beni en çok etkileyen cümleyi buraya bırakıp iyi okumalar diliyorum. "Sana teşekkür borçluyum evlat… Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin."
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,2bin okunma
·
Puan vermedi
Masum değiliz, hiçbirimiz
Bir roman düşünün ki hem döneminin toplumuna, ruhuna ışık tutsun hem de insan denen girift mahlukun ruh dehlizlerinde sizi gezdirsin. “İçimizdeki Şeytan” söyledikleri, düşündürdükleri ve ihsas ettirdikleriyle çok katmanlı bir roman. Son derece karamsar, bedbin ve bir yanıyla da kötücül. Hepimiz kötü müyüz? Değiliz, diyenler sadece uygun zaman ve
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,2bin okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Aslında birkaç gün önce okumayı planlamıştım ama olmadı. Bugün okudum ve bitirdim. Dr.B nin yaşadığı psikolojik travma gerçekten dehşet vericiydi. Zweig'in cümleleri çok keskin ne anlatmak stediğini anlıyorsunuz. Adamın yavaş yavaş kendini kaybedişini izliyorsunuz. İnanılmazdı. Adamın yaşadıkları korkunçtu. Etrafıma,filmlere,kitaplara ,haberlere bakıyorum da savaşların insanlar üzerinde bıraktığı iz... Bu kitap için değil. Adamı savunduğum için de değil. Adam diplomatik işler yapıyor ne kadar doğru olduğunu bilemem. İşini iyi veya kötü bir şekilde yapıp yapmadığını da bilemem. Ama tabi ona yapılan psikolojik işkence gerçekten acımasız,vicdansız ve güç arayışında açgözlü insanlar tarafından yapılıyordu. Adam o odanın içinde beyin hummasına yakalanıyor ve taşıdığı izler hep beyninde. İster istemez bir parçası oluyor. Kimsenin istemeyeceği parça. Sanki savaş sonrası masum insanların yaşadığı acılar mutasyona uğruyor ve soyut olarak nitelendirdiğimiz acı bu insanların vücudunda yeni bir organ oluşturuyor gibi. Hiçbir zaman kurtulamayacağın bir parçan oluyor... Derin ve acı dolu konular. Aslında insanların birbirlerine yaptığı acımasızlıklar. Sanki adama işkence yapan insan değilmiş gibi. Öyle düşünürüz. Ama hiçbirimiz birbirimizden üstün değiliz. Yapan da nesnel olarak insan sonuçta. Bu konu hakkında çok şey yazılır. Herkes yazar. Yazmak kolay.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Can Yayınları · 2019239,1bin okunma
Reklam
54 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.