Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MUTLULUĞUN RESMİ:)) sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin işin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların
Bir yere geldik, iki köylü kızı güneş yanığı esmer mi esmer. Birisinin gözü yoktu diyeceğim geliyor. Çünkü yüzüne bakınca gözlerin bulunması gerektiği kara kirpikli çatlaktan başının arkasındaki mavi gün görünüyor, ta öylesine çakır bakışlı.
Reklam
Vakit öldürüyoruz, diyorlardı. Kimin haddine düşmüş vakti öldürmek! "Vakit" onu yaşatmayı bilmeyenleri öldürür; bitkileri, insanları, imparatorlukları, uygarlıkları, çağları hep yok eder.
Sayfa 167Kitabı okudu
O sırada bir arkadaşla konuşurken, arkadaş İstanbul’dan şehir hala bir Türk şehriymiş gibi söz ediyordu. Kendisine çok yanıldığını, Fatih’in beş yüz yıl önce İstanbul’u fethettiği gibi, biz de şimdi şimdi şehri fethetmezsek, şehrin bir Türk şehri sayılamayacağını söyledim. İşin gerçeği bundan ibaretti.
Gövdemle ayrılamıyordum ama bir de gönül olarak ayrılmak vardı. İşgal altındaki İstanbul’da değil, işgalden uzak kalan İstanbul’da yaşamak vardı.
"Vakit" onu yaşatmayı bilmeyenleri öldürür; bitkileri, insanları, imparatorlukları, uygarlıkları, çağları hep yok eder. Mavi Sürgün, Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı)
Reklam
Şu toprak ne tuhaf şeydir,bir çuval dolusu alıyordun,şimdi bir çuval dolusu portakal,biraz sonra bir çuval dolusu türkü,bir çuval dolusu yumuşak kürk,bir çuval dolusu ışık,birdenbire bir çuval dolusu sevdiğin canın canın insan olur da,ona harıl harıl gönül verir,derken yine aslına döner çakılı çepeliyle bir çuval dolusu toprak olurdu.Başka zamanda yine iki insan olur,birbirine iki gönül olur.
Sayfa 218Kitabı okudu
"Ne kap ne kacak; gönül dolusunca yaşıyorum. Zamanı hep yatay sanırlar. Ben geçmişte yokum, gelecekte de yokum, şimdi dikine varım, yükselmesine sonsuz, derinlemesine sonsuz..." Mavi Sürgün, Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı)(Sayfa139)
"Bre işgal kuvvetleri işi öyle azdırmıştı ki kızanlarım,şirket-i ayriye vapurlarında elindeki kırbacı Türk zabitinin yüzünde şaklatmaktan çekinmezlerdi.Ah evlatçıklarım, Allah kimseyi vatansız,iç kimseyi yurtsuz komasın! Büyük Allah'ım bu memleketi bi daha düşman çizmesi altında ezdirmesin! Allah sizleri korusun!..Yüce Rabbim iç kimseyi vatanından mahrum, sürgün etmesin!.."
Halikarnas Balıkçısı
Hayat yok diyenler, galiba kadınların sokaklarda yatıp buyurun diye bacaklarını kaldırmalarını istiyorlardı. Hayat, bir yerde değil insanda olur. Yaşamak, gönlü de dünyayı da aşar taşarcasına hayatla doldurmak demektir.
Sayfa 168 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Nurullah Genç
GARİP BİR HÜZÜN Bir yanda boynumu büküyor hayal Bir yanda ateşe gömüldü bahar Beni dinlemiyor şimdi aynalar Ruhum bir vadiyi taşıyan hamal Her umut içimde kanlı bir sürgün Garip bir hüzün var içimde bugün Sevda bir çıkmazın içinde yorgun Hücrelerim dargın, benliğim kırgın Ne mavi çekiyor beni, ne beyaz Kim der ki: mutluluk bir pula değer Dünya yıkılmaya mahkûmmuş meğer
Sayfa 529 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip üstüne acılarımın Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi. Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun bir misillemeydin
Dans
Afrika'da kara Afrikalılar bir yabancıya rasgelince, onun ne olduğunu, kim ve nereli olduğunu sormazlar, sadece, 'Siz nasıl dans eder ve türkü söylersiniz?' diye sorarlarmış.Onlarca bu sorunun cevabı, yabancı hakkında bilinmesi önemli olan her şeyi açıklarmış.
Sayfa 13 - Bilgi Yayınevi / 14. Basım
Dünya yasaları
Bir insan alkışlandığına veya kötülendiğine göre sevilecekse, dünyada insanlar arasında insanca sevgi kalmaz
Sayfa 65 - BİLGİ YAYINEVİ
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.