Yazarın Puslu Kıtalar Atlası kitabını okuduktan sonra bu kitabı okuduğum için kitap beni şaşırtmadı. Düş ile gerçeğin iç içe geçtiği, hangimizin düş, hangimizin gerçek olduğunu, ve dahası gerçek dediğimizin ne olduğuna dair düşsel bir roman Suskunlar.
İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunları hikâye eden, eflatun renkli hayaller kuran bir adamın dünyasına misafir oluyoruz bu kitapta.
Suskunlar ; sessizliğin olduğu kadar seslerin ve sözlerinde yani musikinin de romanı.
Bağdasar, Kirkor, Kalın Musa, Davut, İbrahim Dede, Davut, Veysel Bey, Rafael, Kabil, Tağut, Eflatun ve diğerleri...
Bir meczubun aşkına, bir aşığın aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviye bezemesine, bir sesin peşine düşerek kendini bulana, Batın ile Zahir'deki zıtlıkların dengesine, Kabil'in nesiller boyu devam eden cinayetlerine, herkesin gönülde ki kadının pür hayali Neva'ya dair İhsan Oktay Anar'ın düşsel dünyasının kalemine yansıması olsa da kimbilir belki satır aralarında, kelimelere gizlenmiş fısıltıları duyabilirsiniz.
Sağlıcakla ve kitapla kalın dostlar.