Mecburen işe gidiyorum tabii, kapitalizmde ayrılık izni diye bir izin yok. Çalışmak, kafayı serin tutmamı sağlıyor hem, çok düşünmüyorum. Çalışmadığım günlerde ise bazen rastgele bir otobüse biniyor, son durağa kadar gidip oradan başka bir tanesine biniyor, akşam olana kadar bu şekilde şehri turluyorum. Aşk acısının içinden otobüslerle geçiyorum. Aktara aktara bir düzlüğe çıkacağımı umuyorum. Sen beni düşünme Osman, bir yolunu buluyorum.